ıslanmak harici bir hırkadır
toprağa düşer yarın, yanarsın
döngellerde takılı rüyalar, umutla sınırlara ulaşmakta bir düş
kurgusu kendini yaralayan, çocukluktan elmalar bulaşmakta yanağına
elinde kokusu
rüzgârda yanan saçlarının
ağrısıyla uyanacak insan, ağrısıyla vurulacak
sokağa bakan pencerelerde ismini hatırlamadığın çiçekler ve otlar
sunulacak süngülere yabanıl lisanın
yine dönecek sancıların başa baştan
kahinlerde bulaşacak çağların veremi yüreğine
ıslatacak yağmurları çalınmış bir dünyaya doğacak ömrün
gülmek yalan olduğu kadar yapışacak hıçkırıklarına
hazin bir dürtüdür aranılan suskunluk
dudaklarında diyemeklerinin çoğaltısı
...
Kayıt Tarihi : 9.7.2009 13:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Dedim ki yalnız değiliz hiç birimiz. Bu sitede tanışmak, çaylaşmak istediğim birkaç kişi vardı. Bir seferinde bir şiir dinletisinde bulunmuştum Ankara’da. Orda bazı insanlarla tanıştım. Güzel insanlar vardı aralarında. Gecenin sonunda yuhalandım, sebebi Kürtçe ile ilgili iki üç dize..:
Kaşıklar tabaklara, eller masalara, sesler hakaretlere dokunuyordu hızla… o ara ‘ ne işim var benim beni/bizi anlamayan insanların arasında, neyimize bizim şiir, neyimize bizim sanat! Çünkü bizim duvarlarımız, dayattığımız görelerimiz, fena ve kirli bir gururumuz, ilkel bir benliğimiz var…’ Ramazan Toroğlu adı Cumhur olan bir arkadaş beni ağar topar çıkardılar oradan…
Filiz Kılınç Hanımefendi de vardı elbette beni savunanlar arasında. Sonra ahd ettim kimseyle görüşmemeye… şiirini, tarzını, tavrını, ideolojisini vesaire beğensem de bir daha asla dedim…
Ama sen, Ahmet Kırmızı ve elbette Sinyali abi için bu Aslan hiçbir zaman geçerli olmadı…
Bir gün inşaallah…
Neden anlattım şimdi bu kalabalık aşiretin ortasında, hem de her kafadan bir ses çıkıyorken…bilmem. Bil istedim belki de…
dudaklarında diyemeklerinin çoğaltısı"
Diyemediklerimiz ve suskunluğumuz ayrılmaz ikilem. Bu şiirinizin bugün farkına vardım. Yeni eklememişsiniz ama.
öpüyorum şiiri en kutu yerinden..
TÜM YORUMLAR (4)