Yüreğimin ritmini ayaklarıma bağladım,
Koş dedi mecnun yürekli biri bana koş,
Cüssem, gölgem küçüldü birden yeryüzünde,
Kalk dedi serhat yürekli biri bana kalk.
Boş odalarda çivi gölgelerine astılar bedenimi,
Çivisi sallanan tabutta taşıdı ölüler beni,
Hoca ermişti anlaşılan, dua etti, dedi ki:
Öyle garipti ki bu zat, ne mecnun oldu ne de serhat.
Ölüler gördüm bin asırlık ama bedenleri sıcacık,
Ölüler vardı, ayaklarından kelepçelenmiş toprağa,
Bir el dokundu tek, tek dudaklarına, konuştular,
Dinledim, yıldızlar sönene kadar hiç susmadılar.
Gün ağarırken serin sularda olmak istedi bedenim,
Neler duydum, neler gördüm, neler, neler...
Deryaların en derin yerinde olmak istedi gönlüm,
Ne çare ki patlayamamıştı, patlayasıca ödüm.
Günahların, sevapların aynası değil mi mahşer?
Görülen rüya belki hayırdı belki de şer,
Ömrün bundan gayrısı bilmem nasıl geçer,
Allah’ım, meğer ne gizemliymiş geceler.
2001
Hüseyin UysalKayıt Tarihi : 15.8.2012 12:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!