Küçücük bir kız çocuğu varmış,ismi Rümeysa
Rümeysa 5 6 yaşlarında bir kız çocuğuymuş
Bir gün anne ve babasıyla beraber Rümeysa bulundukları kasabada geziyorlardı. Bir eli annesinde bir eli babasındaydı. Gezerlerken o sırada bir zat yanaştı yanlarına. Dedi ki; falan gün Seher vakti yolculuğa çıkacağız. Siz hatırlatın demiştiniz ben onun için hatırlatıyorum dedi.
O arada küçük Rümeysa kulaklarını bütün dikkatini o insana vermişti. O insan yanlarından ayrıldıktan sonra anne ve babasına Rümeysa dedi ki, anneciğim babacığım nereye gideceksiniz.
Anne ve babası dedi ki Rümeysa'ya, yavrum Beytullah'a gideceğiz .
Rümeysa; Beytullah neresi
Allah'ın evi oraya gideceğiz inşallah
Rümeysa; hani hep Allah Allah diyorsunuz ya çok seviyorsunuz ya o çok sevdiğimizin yanına mı gideceksiniz .
Rümeysa; ne olur ne olur yalvarırım beni de götürün, ben de istiyorum Allah'ın yanına gitmeyi, ben de Allah'ı görmek istiyorum
Yavrum öyle deme Rümeysam, Allah gözükmez
Rümeysa; hayır siz beni kandırıyorsunuz
Rümeysam biz sana hiç yalan söylemedik ki
Rümeysa; hayır ben de gelmek istiyorum .Ben de Allah'ı görmek istiyorum
Ve küçük rümeysa'nın aile ve ruhaniyeti tamamen bunların üzerine doğmuştu. Rümeysa düşünüyordu kendince ben de Allah'ı görmek istiyorum diye. O küçük aklı ile fikriyle öyle dolmuştu ki kalbi. İçi içine sığmıyordu. Her gün her fırsatta Rümeysa Allah'ı düşünüyordu. Annemin ve babamın sevdiği Allah'a ben de görmek istiyorum. Onlar gidecekler ben de onlarla gitmek istiyorum diye. Ama anne ve babası rümeysa'yı götürmek istemiyorlardı. Çünkü Hac yolculuğu meşakkatlidir yorucudur yolculuk uzundur sıkıntılıdır Rümeysa küçücük bir çocuk dayanamaz diye düşünüyorlardı.
Ve gün geldi kapıları çalındı. Yarın sabah seher'le beraber yola çıkıyoruz . Develer kervan toplanılan yerde biliyorsunuz dedi ve ayrıldı oradan.
Rümeysa annesinin ve babasının kendisini götürmeyeceğini biliyordu. Onun için de küçücük aklıyla bir plan yapmıştı. Ve anne ve babasına dedi ki anneciğim babacığım kervancıbaşı geldi siz sabahleyin erkenden kervanla beraber gideceksiniz. Hani diyordunuz ya benim büyük annemin yanına bırakacaksınız diye hadi şimdi götürün bırakın. Sabah sizin arkanızdan ağlamak istemiyorum. Annesi ve babası birbirini yüzüne baktı doğru Rümeysa doğru söylüyordu. Ve hemen hazırlandılar Rümeysayı hazırladılar ve büyük annesinin evine götürdüler. Rümeysa büyükannesinin yanına gitti ve ona teslim ettiler. Büyükannesi ile beraber gecenin bir vakti Rümeysa uykuya çekildi. Küçük haliyle Rümeysa büyükannesini yokladı. Büyük annesi uykuya dalmıştır ve küçücük yatağında kalkmıştır Rümeysa. Yavaşça küçücük çarıklarını ayağına giydi. Torbasının içine bir parça ekmek koydu Rümeysa. Ve birazcık da kırbanın içine su koydu Rümeysa gizlice sessizce evden çıktı. Ve koşarak develerin kervanlarını olduğu yere gitti Rümeysa. Orada çökmüş olan develerin üstünde bulunan sandukaların bir tanesinin içine sızdı. Duşa girdi kapağı üzerine kapattı ve saklandı Rümeysa. Vardı kendince bir ölçü. Ne için saklanıyordu.Rümeysa hiç bilmediği Allah'ı görmeye gidiyordu. O küçücük kalpteki. Ve Rümeysa o küçücük saklandığı yerde uykuya daldı. Sabah seher'le vakti kervancıbaşı herkesi toparladı ve develer ayağa kalktı. Ve yolculuk başladı. Yol beytullah'a gidiyordu. Uzun bir yolculuk geçti. Ve uzun bir yolculuktan sonra develer kervanlar yanaştı ve belirli bir zamandan sonra Beytullah gözüktü. Ve ondan sonra kervancıbaşı develeri çöktürdü. İnsanlara tarif ediyordu işte ileride uzakta görünen yerdir Beytullah diye. Bütün insanlar hemen kabe'ye doğru gitmeye başladılar. Develer çökmüştü o an Rümeysa saklandığı yerden çıktı. O anda etrafında bulunan insanların nereye gittiğine bakıyordu. Oradaki kervancı başını gördü. Ey amca dedi amca Beytullah neresi Allah'ın evi neresi diye sordu. Kervancıbaşı şaşırdı çünkü Rümeysayı önceden görmüştü. Kızım sen nereden geldin nasıl geldin buraya derken. Amca dedi Allah'ın evi neresi beytullah neresi . Kervancı başı gösterdi. Bak yavrum dedi şu uzakta görünen yer siyah örtülü yer var ya Beytullah işte orası. Allah'ım dedi Rümeysa. Allah'ım ben de geliyorum senin yanına diye. Rümeysa koşmaya başladı. Oradaki hacılar ve hacı adayları onları görmeye başladılar. Rümeysa'yı gördüler. Aman Allah'ım küçük kız nereden geldi dediler. Anne ve babasını görmek aklına gelmiyordur Rümeysa'nın. Hani annesiydi hani babasıydı Rümeysanın. Rümeysa'nın aklında başka bir şey vardı. Rümeysa Allah'ı görmeye gidiyordu. Ve bağırıyordu küçücük kalbiyle. Allah'ım ben de seni görmeye geliyorum Allah'ım. Rümeysa öyle bir koşmaya başladı ki . Annesi babası ve hacı adayları rümeysa'yı fark etmeye başladı. Aman Allah'ım küçük kız ne diyor böyle diye. Küçük kız Allah'ı görüyor diye. Ve bütün insanların bütün dikkatleri oraya çekildi. Rümeysa bağırarak gidiyordu Allah'ım ben de seni görmeye geliyorum diye. Hacılar bağırmaya başladılar Allahu ekber Allahu ekber Allahu ekber diye. Lebbeyk Allah'ım lebbeyk sesleri göğe çınlatmaya başladı. Rümeysa geldi koştu Kabe'nin oraya. Siyah örtünün orda durdu Rümeysa . Küçük haliyle küçük gözleriyle kabeye döndü gözlerini kabe'ye çevirdi ve Rümeysa kabe'ye baktı .Ellerini şöyle uzattı . Allah dedi Rümeysa .Ve Allah diyen Rümeysa yere düştü.Küçücük Rümeysa bir serçe yavrusu gibi titriyordu yerde .O anda annesi babası geldi.Yavrum niçin geldin buraya Rümeysam.Rümeysam ne oldu sana kuzum,ne oldu yavrum,ne oldu birtanem.Rümeysa küçük elleriyle küçücük parmağını Beytullah'a doğru çevirerek anne bak Allah dedi. Allah'u Ekber Rümeysa ruhunu teslim etmişti. O anda Kabe'nin etrafında bulunan hacılar öyle bir bağırmaya başladılar ki. Öyle bir manevî iklim oluştu ki orda . Öyle bir rahmet yağmaya başladı ki oraya. Allah 'u Ekber tekbir sesleri heryeri çınlatıyordu.Herkes Rümeysa'nın etrafında doluşmuştu. İnsanların tüyleri diken diken olmuştu. O arada gaipten bir ses geldi.Sizler benim beytimi görmeye geldiniz.O ise beni görmeye geldi.Onun hatrına hepinizin haccını kabul ediyorum diye. Allah'u Ekber Allah'u Ekber. İşte bu menkıbe insanı nerelere götürüyor. Öyle kabeyi ziyaret edip gitmek oraları avizeleri klimaları değil. Ordaki mermerlerin üzerinde yazılan işlemeleri seyretmekle hacı olunmuyor işte. Oraya Rümeysa gibi gitmek lazım. Rümeysa gibi yanmak lazım ...
Kayıt Tarihi : 4.9.2025 01:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dini hikaye
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!