Garp treninin acı kömür kokusuna
Hasretliğin kokusu sinmiş
Çok uzaklardan
Trene gözü yaşlı
Rumeli türküsü mırıldanan
Bir güzel binmiş
Havada bir esrar var nedense
Tarihin sayfalarına
Güneşin battığı şehre
Karaağaç tren garına
Akşam erken inmiş
Hemen oracıkta ekmek aralarında
Gözlerinin yaşıyla
Adı bilinmeyen o burukluk yenmiş
Söylenen türkülerin adına
Rumeli türküleri denmiş
Gözünde çapağı temizlenmeden
Güleser kız sıla diye inlemişti
Sefere giderken at üstünde ölen
Ecdadını
Dedesinden dinlemişti
Güneşten
Kına gibi saçlarını almış
Denizin mavisini
Ormanın yeşilini ise
Gözleri çalmış
Muska kadar yüreğinde sakladığı
Tertemiz gizleri
Meriç in öte yakasında kalan
Çocukluğunun anılarının yitik izleri
Vardı
Muhacir olmuşuz
Göçmüşüz oradan oraya
Az yakın durun bana
Tutun ellerimden gelin buraya
Bu türkü senin
Senin bu uzaklardan gelen ses
Artık özgürsün
İçimdeki boynu bükük
Ey deli rüzgar
Vatanımdayım gayri
Nasıl esersen es…
Kayıt Tarihi : 1.12.2009 22:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!