Ruhun ruhuma değmişti, bir masalın ilk dizesi,
Şimdi mesafeler aramızda, bir bıçak gibi keskin.
Her an bir uçurum gibi büyür ayrılık hissi,
Sanki bir kıyamet kopar, içimde her şey silinir.
Bir papatya falında "sevmiyor" çıktıysa,
İnanmam, söküp atarım her bir yaprağını.
Çünkü bilirim ki sen, uzakta olsan da,
Ruhumun en derin yerinde, gizli sızısı.
Geceler zindan olur, yıldızlar batar,
Mesafeler büyüdükçe, acım artar.
Bir gün diner mi bu yangın, diner mi bu hasret?
Yoksa bir kıyamet gibi mi sürecek bu dert?
Gecenin en siyah saatinde, titrek bir mum ışığıyla,
Çizdim senin resmini, gözlerimden akan yaşla.
Mesafe ki, ne kadar yaklaşırsam, o kadar uzar gölgemiz.
Ne papatyalar, ne de bir umut, ruhumda kopar kıyamet.
Ne bir sesin gelir, ne bir iz,
Bu mesafe, her solukta bir iz bırakır.
Her damla gözyaşı, bir papatya yaprağı,
İçimde sessiz bir kıyamet koparır.
Hayalin bir gölge gibi, sarar beni her gece.
Bu mesafe bir duvar, aşılamaz bir engel.
Bir papatya daha koptu, son bir umut da bitti.
İçimde bir kıyamet sesi, sessizce yükseliyor.
Bir zamanlar can veren papatyalar,
Şimdi solmuş, kuru topraklarda.
Aramızdaki bu mesafe, bir mezar,
Sessiz bir kıyamet sonrası kalan.
Ve son papatya yaprağı düştüğünde,
İçimde kopar o sessiz kıyamet,
Artık ne mesafe, ne özlem kalır,
Sadece bu şiir, bu sevda, bu hasret.
Kayıt Tarihi : 19.9.2025 15:25:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!