Ruhum daralır, ne bir neden ne bir iz,
Güneşim tutulur, gökyüzümde hep alacakaranlık.
Nefesim yarım kalır, yutkunurum çaresiz,
Bu gönül kafesi artık taşırıyor darlık.
Duygularım coşar, tırmanır ta semaya,
Bir bulut olur, orada yalnız gezerim.
Akan her damla yaş, döner bir iç duaya,
Göz pınarlarımda birikmiş, isimsiz kederim.
Adını koyamadığım, bir zaman yorgunluğu bu,
Sanki bedenimde asırlık bir kervan göçü var.
Oysa gerçek sebep, kalbimin kanayan dokusu:
Seni özlerim, bir mumun ateşi seni arar.
Sen yanımda olsan, her fırtına dinermiş gibi,
Omuzlarımda okyanusların yükü dağılır.
Kalbim bilir feryadını, o yorgun halimi;
Dil susar, ama gönül tercümanıdır.
Geceler, teninde kalmış bir rüya örtüsü,
Hâlâ tenimde o hayali dokunuşun izi.
Bu dünya sağır, hayat bir ıssızlık türküsü,
Yokluğunda her an, bir mezar sessizliği.
Ne zaman diner bilmem bu ince, kör vefasızlık,
Belki sadece gözlerin yeniden güldürür beni.
Biliyorum, bu sızı benim alın yazım; bir ansızlık,
Sana adanmış bu kalpte, özgürdür sevginin yemi.
Bekleyişim bir şarkı, hiç susmayan derin akis,
Sensiz geçen her an, sığmıyor hiçbir zamana.
Ne zaman dokunsam bu derin iç çekiş,
Biliyorum, özlemin ta kendisidir bana.
Kayıt Tarihi : 16.11.2025 18:28:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!