Gerçek Aşk Nasıl Anlaşılır?
Ruhsal Uyum mu, Nefsî Tutku mu?
Gerçek aşk; huzur, kendin olabilmek, sadakat ve karşılıklı iyilik ister.
Nefsî tutku ise bağımlılık, onay arayışı ve tükeniştir.
Gerçek aşk; kalbin Allah’a açık olduğu bir hâlde, bir başka kalpte O’nun yansımasını bulmaktır.
Huzur verir, genişlik hissi doğurur, insanı kendisiyle barıştırır.
Gerçek aşk, insanı yüceltir; ego değil, ruh konuşur.
Orada “olmak” değil, “olduğun gibi kabul edilmek” esastır.
Sadakat yalnızca bedene değil, kalbe ve niyete de dairdir.
Gerçek aşkta iyilik karşılıklıdır; veren de alır, alan da şükreder.
Kendin olabildiğin, içinin göründüğü ve hâlâ sevildiğin yerdir gerçek aşk.
Nefsî tutku ise özlemi değil, arzuyu çoğaltır.
Tatmin arar, onay bekler, bağımlı hâle getirir.
Sıklıkla huzursuzluk, şüphe ve tükenmişlik hissiyle birlikte gelir.
Kişi kendisi olmaktan çıkar, sevdiğine benzemeye ya da onun beklentisine dönüşmeye başlar.
Görünürde aşk, aslında korku ve eksikliktir.
Nefsî tutku ateş gibidir; harlı başlar ama sonunda yakar ve kül eder.
Ruhsal uyum, birlikte sessiz kalabilmekte gizlidir.
Gerçek aşk, dışarıda değil; içerde, kendi iç huzurunun yansımasında saklıdır.
Gerçek aşk ile nefsî tutkuyu ayırt etmek, hem duygusal hem de manevi bir farkındalık gerektirir. Gerçek aşk, ruhsal uyum temeline dayanır ve şu özelliklerle anlaşılır:
Huzur ve güven: Gerçek aşk, içsel bir dinginlik ve emniyet hissi verir. Partnerin yanında kendin olabilmek, yargılanma korkusu olmadan özgürce ifade edebilmek bunun göstergesidir.
Karşılıklı büyüme: Gerçek aşk, her iki tarafın da birbirini daha iyi bir insan olmaya teşvik ettiği, destekleyici bir bağdır. Birbirinizin ruhsal ve kişisel gelişimine katkıda bulunursunuz.
Sadakat ve fedakârlık: Gerçek aşkta, sadakat sadece fiziksel değil, duygusal ve zihinsel bir bağlılık içerir. Karşılıklı iyilik ve fedakârlık, bencillikten uzak bir şekilde doğal olarak ortaya çıkar.
Denge ve özgürlük: Gerçek aşk, bağımlılık değil, özgürlük hissettirir. Partnerler birbirine alan tanır, bireyselliği yok etmez.
Nefsî tutku ise genellikle şu özelliklerle kendini belli eder:
Yoğunluk ve bağımlılık: Tutku, anlık hazlara ve yoğun duygulara odaklanır. Bu, bir süre sonra tükenmişlik, kıskançlık veya kontrol arzusuna dönüşebilir.
Onay arayışı: Nefsî tutku, kişinin kendi eksikliklerini veya güvensizliklerini kapatmak için karşı tarafa yönelmesiyle şekillenir. Partnerden sürekli bir onay veya doğrulama beklenir.
Duygusal dalgalanmalar: Tutku, iniş çıkışlarla doludur. Bir an aşırı mutluluk, diğer an derin bir hayal kırıklığı yaşanabilir.
Bencillik ve beklenti: Nefsî tutkuda, kişi genellikle kendi ihtiyaçlarını ve arzularını ön planda tutar, karşılıksız iyilik yerine çıkar odaklı bir yaklaşım sergiler.
Ayırt Etmek İçin Sorular:
Bu ilişki bana huzur mu veriyor, yoksa sürekli bir kaygı mı yaratıyor?
Partnerimle birlikte daha iyi bir insan mı oluyorum, yoksa kendimi kaybediyor muyum?
Bu bağ, ruhuma mı hitap ediyor, yoksa sadece fiziksel ve duygusal arzularımı mı tatmin ediyor?
Gerçek aşk, ruhsal bir uyumla birlikte gelir ve zamanla derinleşir; nefsî tutku ise yüzeyseldir ve genellikle zamanla sönümlenir. Kendi iç sesinize kulak vererek ve ilişkinin size hissettirdiklerini gözlemleyerek bu ayrımı yapabilirsiniz.
Gerçek Aşk mı, Nefsî Tutku mu?
Ruhla mı Buluşuyorsun, Yoksa Egoyla mı Yanıyorsun?
Gerçek aşk ile nefsî tutkuyu ayırt etmek;
sadece duyguyla değil, derin bir manevî sezgiyle mümkündür.
Kalbin sesiyle nefsi ayırabilmek,
ancak içe dönerek, fark ederek olur.
Gerçek aşk, ruhsal bir uyum üzerine kurulur:
Huzur ve güven verir.
Yanında “kendin” olursun;
rol yapmazsın, maskeye gerek duymazsın.
Kalbin açık, gözlerin sakinsedir.
Karşılıklı büyüme getirir.
İki kalp, birbirine aynadır.
Kusurları yargılamaz, güzellikleri büyütür.
Birlikte gelişilir; nefs değil, ruh konuşur.
Sadakat ve fedakârlık içkindir.
Sadakat, yalnızca bedene değil;
akla, gönüle ve niyete de dairdir.
Sevmek, bazen vermek, bazen geri çekilmektir.
Denge ve özgürlük ile harmanlanır.
Gerçek aşk zincir vurmaz, kanat takar.
Kıskanmaz, alan tanır.
Sahip olmak değil, şahit olmak ister.
Nefsî tutku ise bambaşka bir oyundur:
Yoğunlukla başlar, bağımlılıkla sürer.
Anlık hazlara odaklıdır;
heyecan çabuk tükenir, yerini boşluğa bırakır.
Onay arayışı üzerine kuruludur.
Kendi içindeki eksikliği başkasında tamamlama çabasıdır.
Sevilmek değil, onaylanmak arzusu hâkimdir.
Duygusal dalgalanma çoktur.
Bir an göğe çıkarsın, diğer an yere çakılırsın.
Aşk değil, adrenalin bağımlılığıdır çoğu zaman.
Bencillik ve beklentiyle beslenir.
Karşılıksızlık yoktur.
Vermek, almak için bir araçtır.
“Benim için ne yapıyor?” sorusu hep başroldedir.
Ayırt Etmek İçin Ruhuna Sor:
▪ Bu ilişki bana huzur mu getiriyor, yoksa kaygı mı yüklüyor?
▪ Onunla birlikte büyüyor muyum, yoksa kendimi kaybediyor muyum?
▪ Bu bağ, ruhuma mı hitap ediyor, yoksa sadece bedenimi mi okşuyor?
Unutma:
Gerçek aşk zamana dayanır, nefsî tutku ise zamanla dağılır.
Gerçek aşk, bir secdedir;
nefsî tutku, bir arzunun yankısıdır.
Kalbini dinle.
Ruhun huzur duyuyorsa, gerçek aşk oradadır.
Kayıt Tarihi : 24.7.2025 21:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!