Nihal’in Aynasındaki Sır
Ey adı, Nihal, ruhumun gizli nağmesi olan,
Kollarım, senin hiç dokunmadığın bir hayal,
Varlığın, başlangıçsız bir sırrın gölgesi,
Hangi ezgi dokunurdu Nihal’inin kalbine, hiç bilemedim.
Vazgeçtim seni, zamanın köpüren nehrinde aramaktan.
İçimdeki bu uçsuz âlem — Nihal’imin ruhunun haritası,
Derinliklerden fısıldayan peyzaj, kuleler, köprüler,
Kıvrıla kıvrıla Nihal’in özüne uzanan patikalar,
Bir zamanlar Tanrı’nın nabzının attığı topraklar —
Hepsi yükseliyor, Nihal’imin insanlığını anlamak için,
Onun varoluşsal dokusuna bir cevap olmak için.
Sen, Nihal, daima özlemle bakılan o bahçeler,
Kır evindeki açık pencere, sırrın eşiği,
Ve sen, oradan çıkmışsın, dalgın ve düşünceli,
Beni, Nihal’inin kalbini arayanı, karşılamak için.
Dolaştığım her sokak, Nihal’imin adımlarını taşır;
O yürümüş, kaybolmuş, ama izi kalmış.
Bir aynada, yüzünün yankısı belirir,
O ayna ürperir, çünkü Nihal’in yansımasıdır o,
Ve geri verir, benim, ona duyduğum ani sevgi hayalimi.
Kim bilir, belki de aynı kuşun kanat çırpışıydı,
Dün akşam Nihal’imin ruhu ile benim kalbimde çarpan —
Tek bir varoluşun, Nihal, iki ayrı titreyişi,
Senin değerlerin, benim arayışım,
Nihal’imin aklı ve ruhu, bu sonsuzluk içinde bir.
Kayıt Tarihi : 2.8.2025 21:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!