Kalemim kırıldı bugün güneşe vedam ile
Kafiyenin varlığını sorgular oldum
Yüreğime açılan derin yarık bir de
Gözlerimin yokluğuyla tarumar oldum
Geçecek günler vardı geleceğin geçmişinde
Unutulacak unutulmayacak onca hatıra akıyor karanlığa doğru
Eski zamanların nazarına duyulan sitemler eşlik ediyor
Gülüşünü hiç duymamış olmam gerçekliğine
Aralanmasına can vereceğim kaç kapı var bir bilsem
Ben bilmiyorum sonsuza kadar dahi sayabilsem
Ben yıldızın ismini reddettiğimi biliyorum
Aydınlığını sana özenerek tasarladığını
Güneş kelimesinin sen varsın diye ortaya çıktığını
Biraz da kalemimi fazla kısıtladığımı
İlk ve son kez açacağımı kalemimle bütün duygularımı
Doğruyu biliyor musun asıl olan kızıl güneş
Binlerce şekilde sorulacak aşkım
Ne bir gösteriydi ne de biten bahtım
Uzun uzadıya arsaların içine örülmüş demir tellerin içinde
Yüreğimin nefesinle
Nefesimin sesinle
Dilimin güzelliğinle işlediği kabullenilmiş alanın merkezinde
Bana ait ne varsa hep o alanın bünyesinde
Şimdiyse sınırsız özgürlüğüm nedir diye yakarırken her senli düşüncemde
Dibine ulaşılamayan kuyuların içinde kaldı vuslatım susuz ve kederiyle
Ruhum hicranı almış, ta kendisiyle birleşiyor gözlerimin önünde
Benimse derman kalmayan dizlerim yalvarıyor kavuşmak için yeryüzüne
Karanlık ve aydınlığın ortasındaki ince çizgiden
Korkularım ile huzurum arasındaki arafın pençesi yırtıp atarken bedenimi
Sırtıma demirden kancalarla bağlı ipler çekiyor zifrin hükümdarlığına
Geriye kalan çığlıklarım yok oluyor aynı ışık hızında
Zira aydınlık da doluyor bana varmayan çığlıklarımla
Biliyorum ki kalemimi dahi göremediğim bölgenin ardı da boğulmuş sonu gelmez taranla
Yok oluşun adlandırılamadığı sözlükler dört bir yanı kasıp kavuruyor
Beni aldıklarıysa araları bin bir hokkabazlığın ateşiyle yanıyor
Elleriyle ağzımı kapatıyorlar bağırmamam için
İyi bir şey yaptığını sanıyorken o kağıt parçaları
Ve bunu savunuyorken yok oluşları pahasına her bir sayfası
İleri gidip kapatıyor burnumu da çöplerinin birkaç parçası
İkimiz de geçmişin tehlikesiz duvarlarının arasındayken
Lanetlenmiş özgürlük kalbimi durdurdu
Çoktan kesinleşmiş sonumun yegâne umudu son nefesimle de alırken ciğerlerime yanan sözlüklerin dumanını
Hareket kabiliyeti düşen kalemime has bir yetenek oluyor indirirken kollarımı
Geçmişimin şairi fısıldıyor beynime kalan son elektrik iletisiyle
Kanlı ellerini savurarak yürüdüğün bu tozlu yollarda gurur duyduğun canınla yürü diye
Gülümsemeye kalmayan mecalimle gözlerimi biraz kısıyorum belki biraz öyle kalır diye
Kalemimin düşerken çıkardığı ses yok ederken karanlığı ve aydınlığı hiçlik yeni yuvam oluyor parçalanmış ruhumla birlikte
Sonra bedenim yok olmaya başlıyor
Anlıyorum o an
Hiçlik herhangi bir ihtimalin de söz konusu değilken barınmak benim neyime
Ben bunları resmederken gözlerimin içine
Onlar da yok oluyor
Ruhum
Bir de ruhum yok oluyor
Kayıt Tarihi : 19.2.2024 00:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çocukluğumun şiirleri. Manifestolar.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!