...
artık ne yaşa bakarım ne kuru başa
sorarsan ömürü yolculuk derim
neşe var için de, keder de öyle
gün olur içerim
kaybolur ruzi mahşerlik hüznüm kederim
karacaoğlan demi, başka kalan ne
hayyam bahçesinde baksam keyfime
ne böceğe değer gözüm ne serçe kuşa
sorarsan bugünü dünden azade...
gün olur savuşur geçerim serden
bilmem ki ne arar günah göçümde
güzele değmez sözüm ol çirkinin tası var
söyleyin şarabın iyisi hangi mahzende....
ey varlık, ey yokluk haddiniz nedir
dünya ze-bani, ol vakitler çiledir
duran belli, giden hikmeti ne
ne göktedir ne yerde, gönüldedir gönülde...
içelim vakitlice
ab-ı hayat mahzeninde şarabı
sorgu sual edilirse
ol gönül
kafiyesizdir
söyleyin demdedir demde, unutmuş harbi harabı...
söyleyin ki inansınlar
az önce gelip geçmiş kendinden
basa basa
üzerine
ne ruhi bağdadır artık, ne kurumuş bedende...
söyleyin ki sansınlar
keyfiyeti ol umarsız kafiyeden bakiye
vaz-geçmiş deyin dizeden
uzun kısa
sözlerinden
ne gözü divandadır artık, ne solmuş gülizarda...
Bülent Öntaş, 26.06.2025, İstanbul
Bülent ÖntaşKayıt Tarihi : 3.8.2025 18:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!