Rû"
...
Bir gün,
kalabalıkların kıyısında
göz göze geleceğiz seninle.
Hiçbir şey demeden anlaşacağız.
Çünkü sesimizi,
yüzyıllardır
aynı yerden duyduk ikimiz de.
Çok tanıdıksın diyeceğim içimden.
Ve sen,
beni hiç tanımamış gibi
dikkatle bakacaksın.
Ama içten içe
çok iyi bildiğin bir harfin
ucundaymışım gibi
usulca gülümsüyor olacaksın.
Sonsuzluk orada kesilecek.
Seninle ilk kez karşılaşmayacağız,
sadece yeniden denk geleceğiz.
Hiçbir selam gerekmeyecek.
İkimizde “hoşgeldin” dediğimizi
duymadan hissedeceğiz.
Her şey
bakışlarımızda bir mühür,
bir imza gibi
duruyor olacak.
Evet birbirimize ezelden aşinaydık.
Sen benim bu dünyada
henüz var olmadan önce
bildiğim tarafımsın.
Aynı rüyanın iki ucunda
yıllarca birbirimize yürüdük.
Birbirimizi unutmadan
ama henüz hatırlamadan.
Zaman beni senden
uzak tutmak için değil,
sana hazırlamak için
akıyordu eminim.
Biz yıllar önce tanışmadık belki
ama binlerce yıl önce
söz verdik birbirimize.
Zamanın
kendini unuttuğu bir çizgide
Adımız konmadan,
yüzümüz çizilmeden önce
birbirimizi tanımaya
yemin ettik sessizce.
Dünya başlamadan önce
bir ışık vardı aramızda.
Ruhumun en ince yerinde
duyduğum bir çağrının
sahibisin sen.
Kalabalıklar arasında
dünya ne kadar yükseltse de sesini
ben ayırt edeceğim seni.
Daha ilk duyduğumda hatırlayacağım.
Ve ben hiçbir telaş göstermeden
“işte bu” diyeceğim içimden.
Çünkü seni beklemek
beklemekten daha eski bende.
Hiçbir söz gerekmeyecek.
Hiçbir şeyi sormayacağım sana.
Ne adını,
ne geçmişini,
ne geleceğini.
Çünkü “olduğun” her şey
benim çoktan bildiğim bir şeyin
yankısı olacak içimde.
Sen susarken bile
ben çok şey anlayacağım.
Çünkü aşina olmanın dili yoktur.
Zaman durmayacak belki,
ama ben seninle
ilk kez durmayı öğreneceğim.
Koşmadan,
yorulmadan,
hesap yapmadan
sadece yanında kalarak.
Seninle başlayacak her sabah.
Uyandığıma şükrettiğim
sabahlar olacak.
Ve seninle yaşanacak her an,
geçmişin içinden çıkıp
varoluşun kendisine dönüşecek.
Zamanın kalbinin ritmi değişecek.
Ve ben sana şiirlerle değil,
gözlerimle anlatacağım
varlığın kıymetini.
Bütün güzel şeyler
seninle başlayacak.
Ve bu kez
hiçbir şeyi yarım bırakmayacağız
Aynı anda yürüyüp
aynı anda duracağız.
Çünkü sen geldiğinde,
ben olduğum
hiçbir şeyden vazgeçmeden
daha fazlası olacağım.
Sen benim
kaderime yazılmış değil,
benimle birlikte
kaderin içine yazılmış
bir parçasın.
Ruhumuz binlerce yıldır
birbirine yaslanıyordu zaten.
Sadece yolları çizen gölgeyi
geçmemiz gerekiyordu.
Bu yüzden
bize yabancı
sayısız hayatlardan geçtik.
Şimdi ,
Birbirimizi ne kadar beklediğimizi
ne bu dünyadaki öğrendiğimiz
dil yeter anlatmaya.
Ne de bildiğimiz
zaman dilimi ölçebilir.
Çünkü bu bir rastlantı değil.
İlahı bir ışıkla,
kutsal bir mürekkeple yazılmış
bir kader mektubudur.
Sadece biz okuyabiliriz bunu.
Ve bu dizeler de
bir şiir değil sadece.
Ruhumuzun ilk konuşmasıdır.
Hoşgeldin Rû…
...
ESRA NİZAM
Kayıt Tarihi : 22.7.2025 06:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!