ilkyaz kadar ihtilalciydin sen
açtın çiçeklerini badem ağacı gibi erken
almanya nere
kürdistan nere
demedin
düştün yollara yollara
aştın dağları dağları
katıldın kavgamıza
gömüldün sevgimize
ant içtin el basıp
haritasına ülkemizin
otağındır şimdi senin
duman duvaklı dağların bağrı
doruklardan düze doğru
bir çığ gibi kopuyorsun
öpüyorsun menevişli namluyu
boranlara karşı duruyorsun
rüzgarın kanatlarını kırıyorsun
geçiyorsun acı poyrazlardan
gün doğmadan sen doğuyorsun
şiir süzüyorsun aşktan ve ışıktan
şafak söktürüyorsun geceye
andrea wolf'ken adın
ronahi oluyor böylece
tanyeli tarıyor tarazlanmış saçlarını
suların ilkyaz coşkusuyla kıvanıyorsun
çocuklar gibi seviniyorsun
havada seher serinlği
kekik kokusu
keklik sesi ıraktan
buram buram buğu tütüyor topraktan
türküleniyor mor-turuncu gün
zozandır şimdi gönlün
yüreğin şanlı ararat
iki şahdamar dicle ve fırat
senin kuğu boynunda
yüksek uçan turnaların sevdası koynunda
ülkeden ülkeye taşıdığın
tırpan yarası gibi
dibi kınalı bir dereden akıyorsun
renkli çakıl taşlarını yıkıyorsun
çıkıyorsun yücelere
yıldız serpiyorsun gecelere
ışıltın düşüyor çimdeki çiy tanesine
kuş kanadı kalem
görkemli göl mürekkep artık
yazılıyorsun gönül hanesine
okunuyorsun destan destan
türkünü söylüyor senin
elvan duvaklı koca kürdistan
van gölü bulanık
van ili sisli bugün
çatak ilçesi puslu
keleş köyü kırsalında bir kalleş pusu
bir hayın tuzak
gök gürültüsü
şimşek balkıması
sağanak yağmur
salınan kavak
kırılan dal
ve düşen yaprak
türkülü ömür
acı kişniyor kısrak
tay tedirgin
ve irkilerek uyanıyor uykudan
ak saçlı bir kürt anası
serin suların sıcak sunası
yirmi beş yoldaşıyla birlikte
avcının kıskacında
acının burgacında
yıl doksan sekiz
aylardan ekim
gün karalı
bir siperden bir sipere koşarken
düşmüşsün düşmanın pençesine yaralı
- o düşman ki
vahşi ve barbar
tarihin yüzüne bakamayacak kadar
kursağında öksüzün hakkı
ellerinde emekçinin kanı var
vurur kuluçkadaki kuşu bile -
sen de bir kuşsun kınalı
kırılmış kanadın kolun
yolunmuş teleğin telin
üryansın
kesiyorlar memelerini
ve sen
kesilen memelerinden
emziriyorsun özgürlüğün al gülünü
leyla kasım'ın yolunu
güzelliyorsun daha bir
beritan giriyor bir koluna
bir koluna berivan
zilan meş'ale tutuyor yoluna
yürüyor kervan
ve olympos'tan ateş çalan prometheus
yeniden yoğuruyor ter mayalı doğurgan çamuru
yağıyor üstümüze nisan yağmuru
ve boy veriyor ışık kılçıklı bereketli başaklar
hasat sevinci sarıyor sevdalı sinemizi
ve insanlığın büyük düşü
alev kanatlı anka kuşu
uçuyor sonsuz ufkuna umudun ve utkunun
geçiyor ebemkuşağından rengarenk
konuyor gökçe yurduna özgür yıldızların
OZAN TELLİ
Ozan TelliKayıt Tarihi : 18.4.2011 11:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!