Ne zaman kitabın kıvrılmış sayfası gibi katlayıp yüreğinin ucunu,
yumsa gözlerini ve boşlukta asılı bıraksa zamanı;
Mavi işlemeli bir beşiğe sarılıp, ninniler söylemek için uyanır
detone sesli aşk kadını....
Sarhoş adımlara, kaderini saklarken dengesizliği,
sorsalar; en ayık halinden daha iyi anlatır çaresizliği..
Öyle ki;
Hangi radyoyu açsa yine bir “Madame Bovary” hikayesi;
Aynı şemsiye altında, hep aynı yağmurla ıslanan köksüz bir ağaç
Renksiz şarap kıvamında,aşınmış meşin palaskalı bir sevda...
Vakit gece olup ta, kolsuz eşkiyalar bastı mı mahalleyi
Yakılmayan bir gözleri kalır, bir de suskun ağıtlara gömülü yasaklı hikayesi
Dizleri üzerine çöküp sessizleştiğinde sokak lambaları....
Bir kadın pencereden bakıyor olur, ninniler söyler kutsarken yarınları.
Mutluluğu avuçlarına sığabildiği, avuçları güneşi kavrayabildiği kadar büyüktür
ya acıları? ......
..........................
…………………..
Sil baştan sabahlara uyanmayı öğreten
Eyyy nemli ve soğuk Roma zindanları! !
...............Günahlar, usta bir ressama dönüşüp
................ayak izlerine çizdiğinde çamur fallarını,
....azat olmuş ruhlar koşacaklar,
ve söküp alacaklar duvarda batık kalmış tırnakları...
incitmeden...
Ozge UnalKayıt Tarihi : 5.9.2008 17:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

usta işi , sağlam kalemi ile öylesine bir şiire dönüştürüyor ki...Gene öyle yapmış işte ...
Çok güzel yapmış...
Kutluyorum, içtenlikle .
Kutlarım yazan kalemi.
Sevgimle
Kutlarım Özge hanım,saygı ve sevgilerimle,
Ünal Beşkese
Yakılmayan bir gözleri kalır, bir de yasak hikayelere saklı ağıtları
Dizleri üzerine çöküp çaresizce sessizleştiğinde sokak lambaları....
Bir kadın pencereden bakıyor olur, ninniler söyler ve kutsar yarınları.
Mutluluğu avuçlarına sığabildiği, avuçları güneşi kavrayabildiği kadar büyüktür....ya acıları? ......
.................
Tesadüfen okudum şiirinizi İyi ki okudum diyorum.
Ya acıları......?
Güzeldi. Kutluyorum yüreğinizi...
TÜM YORUMLAR (5)