İçimdeki çocuk garip
Vurgun
Yaralı
Bir kıvılcımla başladı bu masal
İkinci kıvılcımı kaldıramadan yenildi
Kimse yokluğunda böyle sevilmemiştir
Böyle ilahlaşmamıştır
Bin yıl daha yaşarım seni
Bin yıl daha severim yokluğunda
Bazen üzüldüğüm ağladığımda oluyor
Bir iç karatmalı sigara
Bir boynu bükük çay
Henüz doğmadan
Güneş batmaya kararlı
Nasıl olsa yine aldatır insan kendini
Bitmez bu dalgalar ruhumda
Merhaba ikiz kader
Linç iklimim
Duymayan dinleyiş merhaba
Ey kan içiciler
Cellâtlar
Seslenirim adını
Bilen tanıyan var mı diye
Esmer bir gecesin koynunda
Ne sesim duyulur
Nede tanıyan olur seni
Gitmek neye gider ki insan. Neye? Nereye? Kime?
Ah başımda sızlayan dünya; yine sorular kâbusumdur
Anlar mısın ki beni? Anlar mısın?
Aşina olmuş artık bende cennet, cehennem zebanileri
Vursam kendimi yollara, yollar saklar mı beni
Yine öyküler biriktirir ceplerine yollar
Bugün yüzün asık
Kirpiklerin ağlamaklı
Her ne kadar için görünmese de
İçinde baskın yemiş bir evin hayaleti var
Çeşitliğini koruyan bütün yazılar firarda
Köşe kapmaca
Kör ebe
Dilsiz bütün oyunlar başıma toplanmış
Sağır, dilsiz, kör, topal
savaşan, dövüşen
ölen, öldürülen
kelimeler birbirlerinin tekerlemesi
birbirlerinin devamlılığı gibi
söylemi ne kadar kolay
derinliğine inelim
en çok susmak öğretildi
susacaksın
hiç yaşamamış gibi
hiç gülmemiş gibi
hiç ağlamamış gibi
hiç yokmuş gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!