Bin kahır yüklerim udun teline
Beste,beste bahar olur kış olur,
Gezinirim,Uşşak ile Hüzzamda
Kürdili Hicazkâr bir nakış olur.
Kelebekler gibi uçar nağmeler
Edremit sahillerinde dalgaların,
Ilık bir sevgili busesi
Akdamar adası
Seyrine doyum olmaz güzelliği ile
Bir tarih mucizesi.
Zeve’ den yükselen bir ışık üniversiten.
Sevda çölünde bir kervan ağır,ağır çekip gider,
Gönüllerdeki sevgiyi meçhullere ekip gider.
Mazide kalır anılar,zaman bir sel akıp gider,
Dost bilinen niceleri yüreğimi yakıp gider.
Çalan çırpan,yeyip yutan bol sende
Rüşvetçilik en geçerli yol sende
Ata’sına yakışmayan kul sende,
Güzel yurdum yakışır mı bu sana?
Haram deryasına olta atmışlar
Bugün Dün mü acaba?
Yoksa Dün Bugün müydü?
Yarın yaşanacak mı?
Zaman tuhaf bir kavram,
Yok idin bir zamanlar.
Vardın görünmüyordun
Hüzünlü bir köy akşamındayım şimdi
Hasret dolu gönlüme
Bir hançer gibi girer ayrılık.
Efkârlıyım gözlerim dolu dolu
Boğazımda düğümlenmiş hıçkırık
İğde kokusu sinmiş yollarda,
Seninle yürürken Liselim,
Dörtnala koşardı kalbim,
Tutulur,konuşamaz olurdu dilim.
Gözümle gördüm bilirim,
Rast nerede üstadım
Saba’nın hüznü nerde.
Muhayyer bir nağmedir
Dillerde gönüllerde.
Kürdili Hicazkar’ın
Deli dolu bir genç kızın
Saçları misali
Savurur salkım saçak yapraklarını
Palmiyelerin,Ulu çınarların.
Ahenkli bir besteyle akar
Duru berrak pınarların.
Belh şehrinde doğdu ülke Horasan
Bu günkü tarifle yer Afganistan.
Mümine Hatundu nur yüzlü ana
Mevla’nın ödülü evlat Mevlana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!