Eğer ben saçların olsaydım,
Beni topuz yapmana çok kızardım.
Eğer ben omuzların olsaydım,
Sen uyurken gizlice saçlarını öperdim.
Eğer ben gözlerin olsaydım,
Sen uyurken onları saçının arasına bırakırdım.
Sarılmana ihtiyacım var
Kollarını hissetmeye ihtiyacım var.
Güneşin yapraklara sarıldığı gibi
Yağmurun denize sarıldığı gibi,
Rüzgârın saçlarına sarıldığı gibi
Sana bir kere sarılmaya
Yağmurda öpmüştüm seni
Saçların da, dudakların da
Boynun da gül kokuyordu.
Artık ne zaman su içsem
Yağmura yakalansam
Beni benden alıp,
Uzaklara götürür müsün?
Neresi olduğunu söyleme
Hatta öyle bir iklimde götür ki
Zamanı bile unutayım.
Kayıp aranıyor ilanlarında bile,
Seninle konuşacaklarım vardı.
Uzun uzuuuun hem de.
Gözünün içine bakarak
Ve orada kaybolarak.
Hani saçlarımı çok severdin ya.
Bana ait olan saatlerimi sana veriyorum.
Çünkü ben yönetemiyorum
Ne akrebi, ne de yelkovanı.
Bizim zamanımızı sen durdurur musun?
Durdur ki,
Ölene kadar aynı zamanda yaşayalım.
Seni öyle iyi sakladım ki
Bir başkası sana bakar
Ve seni içinde görür diye
Öyle korktum ki.
İçinde adının harfleri olan
Seni minicik de olsa tanımak
Benimle saklambaç oynama!
Seni ne zaman arasam oradasın.
Hani şu hiç çıkaramadığım yer...
Artık ben de oraya geliyorum.
Birlikte saklanalım.
Ne zaman birlikte çıksak; bana,
Aç bakayım ağzını,
İçinde bana sakladığın bir söz var mı derdin.
Ben seni seviyorum derdim.
Ama ben senin dudaklarının arkasına hiç bakmadım.
Meğerse sen, " Elveda" sözünü saklamışsın.
Teninin kokusu
Sadece tenime işledi sanıyordum.
Evimin her yeri sen kokuyor.
Her gece eve geldiğimi sanırken,
Aslında sana geliyor gibi hissediyorum.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!