Sen bir gonca gülsün, ben de bir diken;
Göz diken kanasın, ben yanındayken...
Bu kadın cilveli renklerle güzel,
Bu bahâr işveli hâliyle ne hoş!
Bugün artık feleğin her şeyi boş...
Dâvet etmekte bahar dilberi: “gel! ”
Kokladım mevsimi, aşkın yeli var
Ben bugün her günkü benden farklıyım;
Aşka dâir bir terennüm beklerim.
Ellerinden bir nefeslik saltanat,
Gül yüzünden bir tebessüm beklerim.
Farklıdır bir bekleyişten bekleyiş,
'Nuray Kalkan Hanımefendi’nin aziz hatırasına...'
Rüzgârda salâlar duyulur, sonbahar ağlar.
Beyhûde bir akşamdır, eser şehre bu mâtem...
Eylül bizi hep böyle fecî bir yere bağlar;
Aşk uğruna can vermeyi âdet sandın.
Dert çekmeyi en kutsal ibâdet sandın.
Vuslat da bir aşk meyvesi, tatmak lâzım;
Aşk, yalnız elemden mi ibâret sandın?
Gitmek zorundayım, beni affet bu sonbahar...
Hüznüm, kasîdelerle tesellî edilmiyor!
Mevsim, sükûta râm. Konuşan, yalnız inkisâr;
Bir sonbahar ki, gözleri dolmuş, gidilmiyor...
Şâir sedâsı köhne semâverde can verir.
İstanbul'u gördüm, gece bir düş gibi saftı.
İstanbul'u gördüm gece, bir düş gibi saftı.
Sessizdi, nefessizdi, hayal çığlığı vardı.
Evlerde, sokaklarda ölüm saflığı vardı.
Penceremde ilkbahar
Gülümsemekte yüzün
Önümde rüzgâr,
Kalbimde hüzün...
Penceremde ilkbahar
Seni sevmek; hani kar tânelerinden,
Erimez bir dağı nakşetmeye benzer.
Yaşayıp bin sene bir sır gibi, birden,
Dökünüp sırrımı fâş etmeye benzer.
Seni sevmek; gece yıldızlara karşı
Sevmek bu bahar vakti, ne gamdır, ne hüzündür;
Sevdim seni cânım, bu ne hicran dolu gündür...
Gönlümdeki arzû bugün aşkınla bütündür.
Sevdim seni cânım, bu ne hicran dolu gündür...
Gördüm seni rûyamda azîzem, bir elinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!