bir çaycıın yüreğine
düştü bir sabah gözyaşı
ıslanmıştı üşüyordu üstelik
derin bir ah çekti
kurutsundiye rüzgârı
sabah oldu gönlü çekti
küller
küller ölüsü bir ateşin
ne bir tören ardından
ne de bir ayin
küller
simgesi kimsesizliğin
kafam yine davul gibi
yine onlar geldi
mecnûn aşıkmıymış neymiş
eflâtun desen aynı
bir şeyler geveledi
karac'oğlan bizim esmayı görmüş bu kez
gerçek nedir resu
aldığın her nefestir
yaşamak nedir resu
nefes alanlarla nefes alabilmektir
orda
bir hırsız var orda
karanlığın altında
karanlıktan mı bilmem kimse görmüyor
bulutlar farkediyor onu
yıldırımlarla aydınlatıyor yeryüzünü
bugece devam ediyorum
söylenmemiş aşkların güzelliğiyle
yarım kalmış şiirlerime
bugece devam ediyorum
aşklarımı söylemeye
aldatıyorum bugece
keşke avuçlarımda bir çocuk olsam
yalnız kalsam parmaklarımla konuşsam
onu da bir bir onu da ayrı ayrı
ağlasalar ben ağlayamam
bir fidan devrildi sandım
ayak sesini duyduğumda karıncanın
yıkılacak sandım ılgaz rüzgârından
kuyruk sallayan bir akrepmiş
bir mahzun buruk havada
sonu ne olur dersin
............................bir aşkın
yoksunsa îmalarlardan
ufanır mı dersin
............................bir taş gibi
yorulmuş dalgalardan
kapımı çaldığında yakamoz
hareli bir gece güneşiydi
çölün dalgalarında nefes alan
habersizdi kurt çakal inzivamdan
korkuluydum yine de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!