Üstelik diri bir cenazeyim mısralarımda
Hangi yöne dönsem çıkmaz sokaklar
Efsunumda bir şehir titrer bir nefes alsam
Bir şehir and içer kanım sıra
Oysa çok peymanım vardı biteviye yalnızlıklarımda
Gidiyorum diyorsun ya sen,
Önce git diyesim geliyor, git..
Sonra gitme diyorum gözlerine dalınca
Çünkü senin ki sadece bir gitmek değil, biliyorsun
Ardında bir harabe bırakırsın yokluğunla
Anaforunda kayboldum ya sensiz bu kentin
Yağmurda var, üstelik her yanım sırılsıklam yakamoz
Şehir tufana ram olmuş hüzünbaz sözlerinden
Efsununda bir çocuk ağlar, kan damlar gözlerinden
Güle hasret kaldım lalezar diyarında
Ülkem kadar sessiz, ülkem kadar yalnızım karşında
Gittin ve yoksun,
Hayallerimde yok seninle, düşlerimde
Ve gençliğim ve geleceğimde
Saatler ise bir katran gibi vurur şimdi gecelerime
Bir yaprak dökümü yaşlar ömrüm, sanki güz mevsiminde
Oysa sen değimliydin güneşim zemheride
Her hikaye Elif ile başlar;
Ve ilk emir düşer göklerden "ikra"
Kalem sözün muhafazası, gönül barınağı
Sebepler müsebeplerle kaim olur yazıyla
Mürekkep yetmez emir sahibini övmeye
Sen bir âmâ hayranlığıyla seyrederken İstanbul’u
Ben çok şeyler feda ettim bu aşkın mesabesinde
Sen nice kalemler kırarken vicdan mahkemende
Ben her sabah seni seyrettim ihanet portresinde
Yoktun,
Hüznün garip buhranında bir sızı taşıyorsam yüreğimde,
Bitevi bir yalnızlık besliyorsam kara heceli kelimelerde
Ve nice yeminler bozuyorsam ufkun hummalı gecelerinde
Bu şehri hala adınla anıp sevebildiğimdendir bilesin..
Bak, yakamoz düşer fecr vakti üç martı sesine
Yaşamak Uğruna
Anlatamıyorum sana düşüncelerimi,
Dökemiyorum kağıda bir türlü.
Haykıramıyorum nedense sevgimi,
Ve söyleyemiyorum seni sevdiğimi.
Yılgın bir tutsaklık düşer yokluğunda bu kente
Ay düşesi karanlıklar zindan akşamında kalır
Anoforunda boğazlanır bank üzeri çocuklar
Nice bebekler sahile vurur özgürlüğün kıyılarında
Sen gidersin
Şehrin bütün kedileri yalnızlık buhranında..



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!