Yoktur övmek için fazla diyecek
Tanımam üstüne başka içecek
Bir tasını içen hemen bilecek
Midenin cilası, şifası ayran
Türküler yakılsa ona yeridir
Benim annem bir melek.
Zordur melek olmak
Üzüntü varsa bir çocukta yahut öksürmek
Bana üzüldüğü kadar en az ona da üzülmek
Ancak melek işi olsa gerek
Nasıl bakarsan eşyaya öyle görürsün
Mânaya kör gözde ölçü lümenle değil.
Deryada batmadan yüzse en muhkem gemi
Menzile vuslat kaptanla; dümenle değil.
Yüreğinde bazen zelzeleye yürürsün
Gideceğim bu şehirden
Toplayıp pılımı pırtımı…
Mesire yerinde yayılırmışçasına
Sahiplensinler diye mezarlıkları
Osman’a ‘bir garip’ derlerdi mahallede
Nedendir bilmem ..
Gözü hep yerde olurdu gezerken
(Pek görülmezdi ya gezdiği)
Ne dünyayı sever bir hali vardı
Ne de büsbütün küsmüş yüzünde.
Bizim musluklar hiç damlatmazdı, sağlamdı
Öyle sanırdım
Ahmetlerinki hep damlatırdı
Ders çalışmak için giderdim, senin izninle
Ta içerden duyardım şıp şıp damlayışını evyeye
Ne yapayım, kulaklarım hassas öyle seslere..
Bilemedim; beklenmek belki de beklemekten zor
An geldi kaderime bir daha beklemek düştü
Akrep zaten yavaş kadranda da yelkovan pek hor
Saniyeyi bildim,
Saliseye yüz yıl eklemek düştü.
. . .
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!