Canım Evladım Gizem Gökşen,
Bugün okuldan eve döndüğünde masanın üstünde bu mektubu bulacaksın.Sonuna kadar kolayca oku diye iri harflerle yazıyorum. İşyerimizin İstanbul’daki bir programı için biz bugün yola çıkıyoruz. Dolapta senin sevdiğin zeytin yağlı taze fasulye, cacık ve yine köyden gönderilen zeytin yağlı kuru börülce yemeği var. Yemeğini yedikten sonra Tunalı Hilmi Caddesinde özlediğin arkadaşlarına gideceğini bildiğim için cacığa sarımsak koymadım.
Benim ev arkadaşım Gizem Gökşen’im,
Aşkı nasıl da çiçekce yaşamıştık biz kadınım
Kendi kendime konuşup duruyorum
Dağlara giden patikalarda katılaşan bahar çamurlarında yalnızım
Beni deli sanıyorlar
Sokulmalarımızı unutamıyorum kadınım
Hani gece yarılarında anlatılan
Çoktandır açılmamış bir çekmeceden
Eski karımın çeyizine alınmış
Siyah iplik makarası çıktı dün akşam
Eşyalar toplanırken unutulan
Etiketinde beşbin metre yazıyor
I
Gülün sürgün yaprağında uğur böceği
Tohumun fidelenen sesiydi şarkısı.
Şarkısı;
Kelebeğe işlenen ebrusu.
Ebrusu;
Kundaklığında
Tarlada gölgeye yatırılan
Uyandığında toprak yutan açlığından
Köydeki esmer çocuk
Şimdi
Sevgili Babacığım,
Canım bugün “baba” demek istediği için sana mektup yazmak gönlümden geçti. Çünkü geçen akşam seni düşümde gördüm. Senin yüzünü ne zaman unutur gibi olsam, "beni unutma" dercesine düşlerime giriyorsun. Yattığın yerden çok sağolasın babam..
Canım Babam,
Biliyor musun ben senden şimdi iki yaş büyüğüm. Nerden bileceksin? Sen sonsuz büyülü sükûnetin huzurundasın. Senin öldüğün yaşa gelince aynalara bakıp durdum. Belki çok anlamsız ama senin öldüğün yaşa gelince, beni yanına çağıracağın kuşkusuna kapılmıştım. Sen terk-i diyar eylediğinde on yaşındaydım.
Teflon tavada fıstık kavurunca, tırmansa serotonim,
Karpuz dilimlesem beyaz porselen tabağa,
Cacık için havandan taze sarımsak,
Yeni doğranmış maydanoz kokusu yayılsa mutfağa.
Ne zaman sıcak ekmek alsam fırından,
Çay kaşığını unutup, çatalın sapıyla karıştırsam şekeri:
Aşağıdaki yazıyı değerlendirmelerinize sunuyorum.
TÜRKLERİN ŞİİR YAZMA DÜRTÜSÜ ÜZERİNE
Serdar TURGUT (Akşam, 16 Şubat 2006
[email protected]
-A-
Tropikal kuşağımda hep çıngarlar çıkarıyor,
Buhurdanlıktan dalgalanan tütsüler.
Bir kudüm, bir ney, bir bendir;
Ağıtlar çiseliyor rest çektiğim şafak vakitlerime.
Çelebi bir mevlithan haczediyor işlenmemiş günahlarımı.
Celseler tamam,
Kifayetsiz bulundu,
Uzaklaştırma cezam.
Suçum;
Fuzûlî işgal ve ömürden çalmak…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!