Afili bir pazar sabahı artık mutluluk
Ne yana gitsem agah yalnızlıklar rıhtımı
Ört üstümü aşk bayrağınla ey sevgili
Gözlerin artık vatan koksun mezarımda
Yatağım sen kokmuyor hüzün kokan dağlarda
Nihayetinde zaten yaşamıyorduk
Keşke o vakitler
Ağlamasaydı yavrular
Kanatlansaydı kuşlar
Ölmeseydi Babalar
Bir rüzgarın en matem yerinde ısındı yüreklerimiz,
Ve bir mavinin en derin renginde boğuldu kelimelerimiz,
Yeşil zaten en hırsız sevdasıydı şiirimizin
Çay okurken ve şiir demlerken kalbimize...
Yıllara dayanmaz baharın renkleri,
Yollar çeker en derin hüzünleri.
Şehrin ışıkları gülüyor sensizliğime
Gecenin kucağına bırakılmış ağlayışlar
Bir akarsu çağlar sesssizliğime
Betonlaşmış ruhlarımızda ölüme yakarışlar
Bazen yaralı bir kuş olursun kanatsız
Biliyor musun bu gece beni odaya attılar
Bir ranza verip eşofman giy dediler
Kolumdan bilmem kaç kalp yarası açtılar
Serum denen suyu köklerime akıttılar
Bilir misin bugün yeniydim ranzamda
Şehrin uzak bir köşesinde
Mavi ile yeşil, çay ile hüzün demlenirdi.
Sensizlik yağmurun bugusunda beni kemirirdi
Anlayacağın şehir sensiz değil
Seninle bir şehrin hikayesini yazacaktık sevgilim
Geldiğinde tüm dünyanın hakkından gelip
Hayallerimizin dibine kadehlerce vuracaktık
Gelişinle bu şehrin hakkından gelecektik
Gittin sevgilim
Şimdi ölüm,
Gecelere düşen korku kadar karanlık,
Tene değen kar kadar soğuk
Ve ruhu sarmalayan bir acz kadar güçlü...
Şimdi ölüm,
Üşüyor ruhum
Titrek dudaklarının hayalinde
Sevda, sol yanımda
Bir devrim gibi aciz yüreğimde
Üşüyor solum,
Saat üçü dem vuruyor sevgili
Çayımın en taze gülüşünde sesin
Ve gülüşün en huzurlu vatanım
Ve utangaç bakışın senin ;
Benim Vatanım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!