bütün soğuk akşamlarda bir grejuva gibi yaktım yazdıklarımı
ellerimi onların ateşinde ısıttım ben, duyunca tüm çığlıkları
sessiz gecelerde bir duman gibi yükseldiğini gördüm korkusunu yaşamın
boheme mahallelerinden bir fısıltının çıktığını duydum ölüme dair
ateşleri gördüm ben, eğri minberleri gördüm ben
tüm kapılarımı açtım durmaksızın
nasıl kalırsa bir harabenin bütün kapıları açık
ellerim bir duaya açık kaldı
senin imkansızlığının bütün ıstırabının önünde
tüm olasılıkları birden çevirmek, bir dağın sırtında saklanmak
hayır! sokakların içinden bir haydut gibi süzüldü düşüncen
senden kaçmak olmuyor, sen her şeyimden çok israfilimsin benim
ne kendim benim, ne sevdiklerim olur gelmezsen sen
kolların sarılınca bir mangalın kutsal ateşine
ne farkı olur, bir suçlunun asılmış bedeninden benim
dudaklarını biliyorum 
koca bir trenin tüm ateşiyle uzanırım ben boylu boyunca
senin raylarına
tüm yaşantıları ve hikayeleri sererim ben kutsanmış tüm sulara
sıhhiye yataklarına uzanan bütün hastaları biliyorum
bütün hasta bakıcıları, bütün kanser vakalarını biliyorum
beyaz bir görüntünün üstünde beliren kapkara, senin gölgeni gördüm
ben seni bekledim, sen her şeyimden çok azrailimsin benim
şimdi niye yineden esiyor rüzgarın benim üstüme
niye bir spektrum gibi doğuyorsun benim karanlığıma
bütün medcezirler oldu, bütün denizler indi
bir bir gül attılar, benim sırtıma
beni gömdüler, unuttular ve unuttum ben kendimi
o zaman niye tekrardan doğuyor bu güneş, bu fırtına sonrası
korkunun saatini saydık, insanlarımız büyük büyük öldüler
kaptanlarımız artık bilmedikleri bambaşka bir limandalar şimdi
yolcularımız şaşkına dönmüş, kimseler beklemiyorlardı bu baharı
dükkanlarımız güvenmiyorlar, ölüm hakkında ayetler astılar tüm duvarlara
ama ben, benim içimi büsbütün dolduran bu rüzgara inanıyorum
ve bulutların olabildiğince uzanan bu kusursuz sırasına inanıyorum
mevzu sen olunca hep
en dindar papaz gibiyimdir, kilise tapınaklarında ben
sen her şeyimden çok mikailimsin benim
işte ben bir başınayım şimdi! hepsinin geçtiğini anlıyorum
rüzgar içimden esiyor artık
ellerimi bilseydim, saracağını bir ateşle içinden beni
ve yüreğimin nabzını tutacağını bilseydim en başından
tüm ağaçları yolardım birden, ıssız çöllere çevirirdim ben
çiçek dürbünlerinin bütün renklerini
işte ben bir başınayım şimdi! hepsinin geçtiğini anlıyorum
ve ölmüşler yalnızca senin gözlerinin içine bakaraktan arıyorlar zebanileri
ve kaşların münker ve nekir gibidir omuzlarında insanın
çatıldıkça rahmime düşer ölü döllerin
başlıca bir ilahi güçsündür benim dinimde
sen hangi cehennemin allahısın, dört melekler yasaklı kabrim benim
ben sana tapıyorum işte, sen her şeyimden çok cebrailimsin benim
Kayıt Tarihi : 2.11.2025 10:12:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!