KARIŞIK DUYGULAR
Öyle özledim ki seni Ankara
Hasretinden, gecenin bu vakti yüreğime derin bir sızı çöktü.
Ağlamaklı bir hal aldı gözlerim
LEYLAM
Bülbülüm sustu,
gülüm sararıp soldu,
Saramadım seni kollarım kırıldı.
Evvelim sen oldu
Hafif bir rüzgar dokundu tenime,
Ilık, yumuşacık bir kadın gibi,
Sen geldin hayalinle, gözlerimin önüne,
Hemen sarılıp sevişmek istedim seninle.
Yıldızlar dizilmiş bir inci tanesi gibi bu gece gökyüzüne,
POYRAZ
Bir fırtına kopuyor denizin tam ortasında Rüzgar poyraz, gök kubbe iniyor üstümüze,
Geminin dümeninde ben, battık batıyoruz.
Derken bir umut doğuyor, güneş gibi
Nasır tutmuş ellerimle sarılıyorum yelkenlere.
Gece gibi olurmu sabah?
Islanır mı ?
Susuzluktan kurumuş dudaklarım,
Alev alev yanarken yüreğim
Bir gün olur, uslanır mı ? yanlızlıktan.
Bir bilsen gülüm, sarhoş olan ben değilim
Ardı ardına yuvarladığım kadehler,
Dertlerimi öyle yükledim ki,
Saatlerdir ayılamadılar.
POYRAZ MERT
Üsküdarda ılık bir kış akşamı,
Çınar altında köhne bir çay ocağı,
Yere yakın eskitilmiş masalar,tabureler.
Ve
Çay ocağının iç ısıtan sıcaklığı.
Köşede zarların dibine vuran, şişe dibi gibi gözlüklü saçlarına beyaz düşmüş iki adam. Ahmet ve fransız Pier amcalar. Belli ki eskiye dayanan arkadaşlıklar. Birbirinin gönlünü eğlendiren sözler. Bak pier ben japon başbakanını tavlada yenmiş adamım naraları ve kahkaları.
YARIM KALDI
Dinmedi kalbime bıraktığın yaranın acısı,
Sönmedi hiç içimde yaktığın, aşkın ateşi,
Üzerinden kim bilir? kaç yıl geçti,
Bana sorarsan daha dün gibi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!