Boy aynamdan bakıyorum, şu suret-i kâinata.
Ne sanattan anlıyorum, ne sirete bir dahlim var.
Takvimler otuz yıl diyor, şu tendeki safsataya.
Ne 'yok' diyebiliyorum, ne yaşanmışlık hissi var.
Boy aynamdan bakıyorum, şu suret-i kâinata.
Bugün çıksam, hesap versem; savunacak bir şey de yok.
Kaşıkla kuyular kazdım; fena, fani topraklara.
Gayrı hakkettim ne dersen, söyleyecek sözüm de yok.
Ben istedim, irin kattım; ahsen kıvam hamurlara.
Bugün çıksam, hesap versem; savunacak bir şey de yok.
Şimdi beni kim savunur, ben dostumun düşmanıyım.
Her zaman yabani baktım, beni seven nazarlara.
Bir yalanla kim avunur, ben fıtrat yalancısıyım.
Hep gülücükler savurdum, en hamasi azarlara.
Şimdi beni kim savunur, ben dostumun düşmanıyım.
Zarara rızamla girdim, bana şefkat de edilmez.
Eteklerimden tutuldu, ben yine ateşe koştum.
Böyle nankör, nadan, nazlı; benim kahrım da çekilmez.
Her adımımda soruldu, hep yanlış yanıtı buldum.
Zarara rızamla girdim, bana şefkat de edilmez.
Kayıt Tarihi : 20.2.2011 20:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!