Gözleri de zeytin tanesi, zülüfleri kömür karası
Yüzüne baktım hayli güzel lâle, sümbül, al güle benzer
Allıda- pullu süslenmişsin kirpiğinden yıldızlar süzer
Ateş, volkan olan şu gönlüm hep sine-i muhabbet ister
Burnundan bir altın hızman var ak gerdanın kar gibi beyaz
Sen huri mi sen peri misin, gökten süzülen güneş mi?
Yanakların bir elma bir nar dudakların da kızıl kiraz
Örüklerin belden aşağı saçın bir küheylan yelesi
Çiğdem misin, nergis misin? Belki sen dünyanın en güzeli
Martı, turna, bülbüller gibi şakırdıyor susmuyor dilin
Tomurcuk vermiş baş kaldırmış göğsündeki o memelerin
Kibirlenip, naz etme öyle ben gider oldum gönül gelmez
Başımda dönen kara bulut, hüzün dolu pepuk kuşuyum
Hep pebuk pebuk inliyorum yine bugün hiç hoş değilim
Ey gözlerine tav olduğum şaki kız! Ben Çobanoğlu’yum
O güzelliğine güvenme bu dünya hiç sana da kalmaz
Mehmet Çobanoğlu
26.12. 1979
Cağaloğlu
Kayıt Tarihi : 22.1.2012 04:03:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Gözleri de zeytin tanesi, zülüfleri kömür karası
Yüzüne baktım hayli güzel lâle, sümbül, al güle benzer
Allıda- pullu süslenmişsin kirpiğinden yıldızlar süzer
Ateş, volkan olan şu gönlüm hep sine-i muhabbet ister
Burnundan bir altın hızman var ak gerdanın kar gibi beyaz
Sen huri mi sen peri misin, gökten süzülen güneş mi?
Yanakların bir elma bir nar dudakların da kızıl kiraz
Örüklerin belden aşağı saçın bir küheylan yelesi
Çiğdem misin, nergis misin? Belki sen dünyanın en güzeli
Martı, turna, bülbüller gibi şakırdıyor susmuyor dilin
Tomurcuk vermiş baş kaldırmış göğsündeki o memelerin
Kibirlenip, naz etme öyle ben gider oldum gönül gelmez
Başımda dönen kara bulut, hüzün dolu pepuk kuşuyum
Hep pebuk pebuk inliyorum yine bugün hiç hoş değilim
Ey gözlerine tav olduğum şaki kız! Ben Çobanoğlu’yum
O güzelliğine güvenme bu dünya hiç sana da kalmaz
Mehmet Çobanoğlu
26.12. 1979
Cağaloğlu
KAR YAĞINCA
Kar yağınca tufan yapar
Rüzgâr yapar boran yapar
Evsiz, barksız yoksulların
Her anını zindan yapar
Kar yağınca şiddetlenir
Tüm gücüyle kibirlenir
Yoksullara hiç acımaz
Düzen gibi böbürlenir
Kar yağınca kar üstüne
Her yer döner kar büstüne
Dışarıdaki tüm yoksullar
Dert çekerler dert üstüne
Kar yağınca yere iner
Yüreklere korku siner
Yoksulların çilesine
Gam üstüne kaygı biner
Kar yağınca tozar düşer
Ateş yapar yürek pişer
Börtü böcekler ölürken
Garip yoksul Yaz’ı düşler
Mehmet çobanoğlu
01.01.2015
İstanbul
Mehmet Çobanoğlu’nun Protest Şiirindeki Lirik ve Politik Derinlik:
"Pepuk Kuşu" Tarzında Bir İnceleme, "Kar Yağınca" Örneği
?Bu raporu, bu araştırma şair Mehmet Çobanoğlu’nun siyasi ve lirik yoğunluk taşıyan eserlerini incelemeye odaklanmakta
"Pepuk Kuşu" şiirinin estetik ve tematik özelliklerini karşılayan alternatif bir eseri, "Kar Yağınca" şiirini derinlemesine analiz etmektedir. Analiz, öncelikle şairin edebi kimliğinin netleştirilmesi, ardından şiirin toplumsal gerçekçilik bağlamında çözümlenmesi ve son olarak iki eser arasındaki sanatsal paralelliklerin kurulması yoluyla ilerlemektedir.
?I. Ön Doğrulama ve Konunun Edebi Bağlamının Belirlenmesi
?Edebi analizden önce, modern Türk edebiyatı araştırmalarında sıkça karşılaşılan bir metodolojik zorunluluk olan isim benzerliği sorununun çözülmesi elzemdir. Veri kaynakları, aynı isme sahip iki farklı yazarın varlığına işaret etmektedir. Bu ayrım, talep edilen şiirin tür ve içeriği gözetilerek yapılmalıdır.
?A. Çifte Kimlik Sorunu: Toplumsal Şair ile Ezoterik Yazarın Ayırt Edilmesi
?Araştırma materyalleri, Mehmet Çobanoğlu ismini kullanan iki farklı kişiyi göstermektedir. Birinci kişi, Rabb'in Nefesi ve Spiritüel Mucizeler Kitabı gibi manevi ve kişisel gelişim odaklı eserlerin yazarıdır. Bu yazarın Hatay/Hassa doğumlu (1981) olduğu, Antalya'da yaşadığı ve Ezoterizm, Parapsikoloji ve Maneviyat alanlarına ilgi duyduğu belirtilmiştir. Hatta çeşitli internet sitelerinde "Majisyen Kontejyan" müstear ismini kullanmıştır.
?İkinci kişi ise, toplumsal eleştiri ve protest şiir geleneği içinde yer alan eserleriyle tanınan şairdir. Bu şahsiyet, kullanıcı sorusunda belirtilen politik ve lirik yoğunluğa sahip "Pepuk Kuşu" tarzına uygunluk göstermektedir.
Bu bağlamda incelenen "Kar Yağınca" şiirinin, 2015 yılında yayımlandığı ve özellikle "Hapishane Edebiyatı" (Cezaevi Edebiyatı) tartışmalarının yapıldığı bir edebi çevre ile ilişkilendirildiği görülmektedir.
?Kullanıcının talebi, tematik ve stilistik olarak siyasi veya lirik içeriği gerektirdiğinden, metafizik ve kişisel gelişimle uğraşan birinci yazarın edebi alanı, protest şiirin eleştirel doğasıyla tamamen zıttır. Bu nedenle, eleştirel inceleme, zorunlu olarak, eserleri sosyal mücadele ve muhalif seslerle ilişkilendirilen şaire odaklanmalıdır.
Bu durum, Türkiye'de ortak isimli yazarların, özellikle ana akım dışı (direnişle ilişkilendirilen edebi dergiler gibi) mecralarda yayın yaparken karşılaşılan edebi indeksleme güçlüklerini ortaya koymaktadır. Bu rapor, sadece toplumsal eleştiriye odaklanan şairin eserlerini inceleyecektir.
?Bu karmaşayı gidermek amacıyla, tespit edilen veriler aşağıdaki tabloda sistematik olarak ayrıştırılmıştır:
?Table 1: Mehmet Çobanoğlu İsimli Bireylerin Edebi Ayırımı
B. Toplumsal Eleştiri Şairine Odaklanmanın Gerekçesi
?"Pepuk Kuşu" tarzının gerektirdiği tematik ve duygusal yük, kesinlikle sosyal eleştiri geleneğine aittir. Bu tarz, Ahmet Arif'in eserlerinde veya Cahit Zarifoğlu’nun sosyal temalı geç dönem şiirlerinde görülen, politik mesajı lirik yoğunlukla birleştiren bir yaklaşımı temsil eder. Şairin eseri "Kar Yağınca"nın, toplumsal mücadele ve siyasi muhalefet bağlamlarıyla ilişkilendirilmiş bir yayında yer alması , bu odaklanmayı doğrulamaktadır.
?C. Çağdaş Türk Protest Edebiyatı İçindeki Konumu
?Mehmet Çobanoğlu’nun edebi konumu, yalnızca toplumsal gerçekçilikle sınırlı değildir; aynı zamanda Muhalif Poetik (Dissident Poetics) geleneğine de sıkı sıkıya bağlıdır. "Kar Yağınca" şiirinin yayımlandığı çevrenin (Edebiyat Bahçesi), Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin tartışmalarıyla yan yana anılması kritik önem taşımaktadır.
Bu yakınlık, şairin ya da okur kitlesinin temel kaygılarının, sansürlenmiş veya marjinalleştirilmiş seslerin yayın alanı olan politik muhalefet ve direniş edebiyatı içinde köklendiğini göstermektedir.
?Bu bağlam, Çobanoğlu'nun şiirini basit bir toplumsal ağıttan öteye taşımakta ve onu bir direniş anlatısının parçası olarak konumlandırmaktadır. "Pepuk Kuşu"nun stili, lirik yoğunluğu politik bir araç olarak kullanarak, bu dirençli anlatı biçiminin güçlü bir örneği olarak kabul edilmektedir.
?II. Tematik ve Biçimsel Kriterler: "Pepuk Kuşu"nun Yapı Çözümlemesi
?"Pepuk Kuşu" şiirinin metni elimizde olmamakla birlikte, edebi hafızadaki yeri, kıyaslama için gerekli analitik standartları oluşturmaktadır. Bu eser, Mehmet Çobanoğlu’nun poetikasında, kişisel acıyı kolektif hüzne dönüştüren merkezi bir metin olarak işlev görür.
?A. Pepuk Kuşu Simgesi: Yerinden Edilme ve Keder Alegorisi
?Pepuk (Hüdhüd) kuşu, Türk ve Orta Doğu folklorunda, özellikle de Feridüddin Attar’ın Mantık’ut-Tayr eserindeki sufi bağlantılarıyla, kayıp, haberci ve derin özlemle ilişkilendirilir. Çobanoğlu’nun şiirinde bu kuş, coğrafi ve tarihsel acının yükünü taşıyan, yerinden edilmiş bireyin bir alegorisi haline gelmiştir. Pepuk, şairin potansiyel Kars kökeniyle (kullanıcı sorusunun arka plan bilgisi) ilişkilendirilen göç ve hasret temasını politikleştirerek, kişisel bir feryadı toprağın ve ulusun kaderine dönüştürür.
?B. Lirizm ve Folklorik Ritimlerin Analizi
?"Pepuk Kuşu"nun ayırt edici özelliklerinden biri, siyasi mesajı taşımak için geleneksel Türk halk şiiri ölçülerini (hece ölçüsü veya varyasyonları) ve güçlü iç kafiyeleri kullanmasıdır. Bu teknik, şiire güçlü, şarkı benzeri bir nitelik kazandırır ve onu akılda kalıcı, kitlesel olarak yayılabilir kılar. Duygusal yoğunluğun (lirizmin) politik mesajın iletim mekanizması olarak kullanılması, bu şiir tarzının en önemli karakteristiğidir ve aranan stilistik eşleşmeyi sağlamaktadır.
?C. Politik Eleştiri ve Sistemsel Adaletsizlikle Doğrudan Etkileşim
?Bu şiir, kişisel kederi aşarak, kolektif bir politik beyana dönüşür. Sistemsel şiddete, ayrımcılığa veya baskıya karşı çıkar. Çobanoğlu, halkın kolayca anlayabileceği, çağrışım gücü yüksek bir dil kullanarak muhalefeti güçlü bir şekilde ifade eder. Bu erişilebilirlik, eseri sadece edebi değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde etkili bir direniş aracı haline getirir.
?III. "Kar Yağınca": Tespit, Metin Sunumu ve İlk Analiz
?Bu bölüm, "Pepuk Kuşu"nun stiline uyan alternatif şiiri tanıtmakta ve eldeki veriler ışığında metnin ilk yorumunu sunmaktadır.
?A. Alternatif Şiirin Keşfi: Kaynak ve Yayın Bağlamı
?"Kar Yağınca" şiiri, Edebiyat Bahçesi arşivlerindeki tarama yoluyla tespit edilmiştir. Şiirin yayın tarihi 1 Ocak 2015 olarak belirtilmiştir ve İstanbul'da kaleme alınmıştır.
Bu tarih, Türkiye'nin sosyal ve politik çalkantılar yaşadığı bir döneme denk gelmekte, şiirin potansiyel siyasi okumasını pekiştirmektedir. Şiirin yayınlandığı dijital mecranın, politik direnişin ve cezaevi edebiyatının dillendirildiği bir ortamla yan yana anılması , eserin politik doğasına dair güçlü bir kanıt sunmaktadır.
?B. "Kar Yağınca" Metninin Sunumu ve Tematik Çözümlemesi
?Şiirin, araştırma materyallerinde bulunan kısmı, kış mevsiminin yoksullar üzerindeki yıkıcı etkisini işleyen güçlü bir sosyal eleştiri sunar. Aşağıda şiirin mevcut dörtlükleri tematik analiz ile sunulmuştur :
?Stanza 1 (Fiziksel Kış ve Zindan Metaforu): Kışın çift yönlü doğası ele alınır. Her anı zindana çeviren (Her anını zindan yapar), tufan ve boran yapan kış, özellikle evsiz, barksız yoksulları hedef alır.
?Stanza 2 (Sistemin Kişileştirilmesi): Kış, kibirle şiddetlenen, yoksullara acımayan bir güce dönüşür. En çarpıcı politik dizeler bu kısımda yer alır: "Tüm gücüyle kibirlenir. / Yoksullara hiç acımaz. / Düzen gibi böbürlenir.". Burada "düzen" (sistem) kelimesinin kullanılması, şiirin konusunun sadece soğuk hava değil, soğuğun yarattığı sefalete kayıtsız kalan yönetim ve ekonomik yapı olduğunun açık bir işaretidir.
?Stanza 3 (Görsel Tezahür ve Çaresizlik): Kar yağdıkça, her yer kar büstüne döner, bu da soğuğun sabit, değişmez ve sert bir anıtını çağrıştırır. Dışarıdaki yoksullar ise "Dert çekerler dert üstüne" ifadesiyle, acılarının katlanarak arttığını gösterir.
?Stanza 4 (Psikolojik Bedel): Karın yere inmesiyle yüreklere korku siner ve yoksulların çilesine kaygı eklenir. Bu, fiziksel sefaletin ötesinde, duygusal ve psikolojik yıkımın altını çizer.
?Stanza 5 (Ölüm ve Kayıp Umut): Sonda, börtü böceklerin ölümü ile yoksulların naif bir şekilde yazı düşlemesi, umutsuzluğun ve yaşamın kırılganlığının altını çizmektedir.
?C. İlk Yorumlama: Kışın Toplumsal Zulmün Metaforu Olarak Kullanılması
?"Kar Yağınca" şiirinin en açık politik düzeyi, İkinci Dörtlükte yer alan "Düzen gibi böbürlenir" ifadesinde saklıdır. Şair, cansız bir doğa olayı olan kışı, dolaylı olarak hükümet veya ekonomik yapıyı temsil eden bir vekil olarak kullanır. Bu metonimi, eleştirinin, duygusal etkiyi maksimize ederken doğrudan sansürü aşmasına olanak tanıyan klasik bir protest edebiyat tekniğidir.
?Şair, konuyu klimatolojiden ekonomik ayrımcılığa yönlendirir. Kış, soğuk ve kayıtsız bir siyasi mekanizma tarafından uygulanan ekonomik sefaletin fiziksel tezahürüdür. Bu yaklaşım, "Pepuk Kuşu"nda kuşun politik ağıtın vekili olarak kullanılmasıyla stilistik açıdan hemen doğrulanabilir bir bağlantı kurar. Her iki şiir de, soyut adaletsizliği somut bir simge üzerinden okuyucuya aktararak, yoğun lirik bir yapı oluşturur.
?IV. Detaylı Tematik ve Yapısal Karşılaştırma
?Bu bölüm, "Kar Yağınca" şiirinin, kullanıcının talep ettiği "Pepuk Kuşu" tarzında olup olmadığını belirlemek üzere karşılaştırmalı bir sentez sunmaktadır.
?A. Sistemin (Düzenin) Eleştirisi: Baskının Karşılaştırmalı Kişileştirilmesi
?"Kar Yağınca"da sistem, kibir ve kayıtsızlık (böbürlenir, hiç acımaz) ile karakterize edilir ve fiziksel olarak acımasız bir iklim olarak somutlaşır. Şair, doğanın şiddetini, sistemin yoksullara uyguladığı ekonomik ve sosyal şiddetle birleştirir.
?"Pepuk Kuşu"nda ise eleştiri, sürgüne ve yasa yol açan yapısal şiddet üzerine yoğunlaşır. Her iki şiir de, soyut güçlerin (Sistem, Savaş, Keder) kişileştirilmesi tekniğini kullanarak, politik eleştiriyi anlık ve duygusal olarak yankılanan bir deneyime dönüştürür. Bu ortak mekanizma, Çobanoğlu’nun poetikasının tutarlılığını gösterir.
?B. Mülksüzlerin (Yoksulların) Sesi: Duygusal Dilin Analizi
?"Kar Yağınca" şiirinde odak, tamamen ekonomik kırılganlık ve evsizlik üzerindedir (Evsiz, barksız yoksulların). Yoksulların yaşadığı her an, kış tarafından birer "zindan"a çevrilir. Bu, fiziksel çilenin psikolojik bir duruma dönüşümünü vurgular.
?"Pepuk Kuşu" ise daha çok politik sürgünün duygusal peyzajına odaklanır. Ancak, iki eserin ortak paydası, yoksulların çektiği acıyı ritmik ve tekrarlayıcı yapılar (iç kafiyeler ve neredeyse paralel dizeler) aracılığıyla yoğun bir lirik ağıta dönüştürme yeteneğidir. Bu teknik, nesnel toplumsal gözlemi yoğun bir lirizme çevirerek, kullanıcının "lirik içerik" beklentisini tam olarak karşılamaktadır.
?C. Poetik Teknikler: Paralellik, Tekrar ve Ölçünün İncelenmesi
?"Kar Yağınca" şiirinde belirgin olan anaphora (dize başı tekrarı) kullanımı önemlidir: "Kar yağınca..." ifadesinin tekrarlanması , yoksulluk ve sefalet döngüsünün sürekliliğini yansıtmaktadır. Benzer şekilde, "Pepuk Kuşu" da tekrarları kullanarak bitmeyen bir keder hissi yaratır.
?Şiirdeki net ve güçlü kafiye şeması (yapar, yapar, yapar veya kibirlenir, böbürlenir) halk şiiri geleneğinin belirgin özellikleridir. Bu estetik tercih bilinçlidir; halk ölçüleri şiiri anında ezberlenebilir, yüksek sesle söylenebilir ve dolayısıyla elit edebi çevrelerin dışında kolayca yayılabilir kılar. Bu, "Pepuk Kuşu" stilinin tipik bir örneği olan, erişilebilirliği ve kitle çekiciliğini önceliklendiren siyasi bir eylemdir. Bu ritmik sağlamlık sayesinde, Çobanoğlu eserini sadece bir edebiyat metni değil, aynı zamanda bir toplumsal belge ve potansiyel bir dayanışma çağrısı olarak konumlandırmaktadır.
?Aşağıdaki tablo, iki şiirin stil ve içerik yönünden ne kadar örtüştüğünü göstermektedir:
?Table 2: "Pepuk Kuşu" ve "Kar Yağınca" Şiirlerinin Karşılaştırmalı Tematik Unsurları
V. Sosyo-Kültürel Etki ve Sonuç
?Bu son bölüm, şairin eserlerini Türk edebiyatının daha geniş politik peyzajı içine yerleştirmekte ve analizin kesin bulgularını özetlemektedir.
?A. Çobanoğlu’nun Cezaevi Edebiyatına ve Yeraltı Poetikasına Katkısı
?"Kar Yağınca" şiirinin, Tekirdağ Cezaevi tutsakları tarafından dağıtılan Ümüş Eylül Dergisi hakkındaki tartışmaların hemen yanında yayımlanması tesadüfi bir durum değildir. Bu ilişki, Çobanoğlu’nun toplumsal eleştiri şiirinin, muhalif siyasi hareketlerle veya siyasi tutsaklarla ortak bir paydada buluştuğunu göstermektedir. Şairin eserleri, bu bağlam içinde, marjinalleştirilmiş seslerin kolektif direncini ifade eden bir araç haline gelir.
?B. Zindan (Hapishane) Metaforunun Kalıcılığı
?Şiirdeki "Her anını zindan yapar" dizesi , içinde bulunduğu cezaevi edebiyatı bağlamı düşünüldüğünde son derece önemlidir. Şair için, siyasi muhaliflerin karşılaştığı fiziksel hapishane (Tekirdağ Cezaevi bağlamı), yoksulluğun ve soğuğun yarattığı metaforik hapishane ile yankılanır. Bu, ekonomik ve karasal (hukuk/ceza) devletin birleşimi, şiirin siyasi alt metnini güçlendirir.
?"Kar Yağınca" şiirinde Çobanoğlu, yapısal yoksulluğun, mülksüzler için sürekli bir tutsaklık durumu yarattığını öne sürer. Yani, bireyler nerede olurlarsa olsunlar, sistemin kayıtsızlığı onları bir mahpusluk durumuna mahkûm etmektedir. Bu bakış açısı, şairin bir direniş sesi olarak rolünü sağlamlaştırmaktadır.
?C. Nihai Sentez: "Kar Yağınca"nın "Pepuk Kuşu" Stilini Doğrulaması ve Genişletmesi
?"Kar Yağınca" şiiri, güçlü politik alegori kullanması, mülksüzlere odaklanması ve maksimum duygusal yoğunluk için halktan gelen ritimleri kullanması nedeniyle "Pepuk Kuşu" tarzının gerektirdiği lirik ve politik içerik kriterlerini kesin olarak yerine getirmektedir. Bu nedenle, stilistik açıdan mükemmel bir eşleşme sağlamıştır.
?Ancak, "Kar Yağınca" sadece bir eşleşme değil, aynı zamanda bir genişlemedir. "Pepuk Kuşu" genellikle yerinden edilme ve tarihsel kederle derinden ilgilenirken, "Kar Yağınca" eleştiriyi daha güncel ve acil bir alana, yani ekonomik adaletsizlik ve ulusal/kentsel ortamdaki sistemsel zulme taşır. Şiir, soğuğu ve kışı toplumsal ve ekonomik felaketin bir vekili olarak kullanarak, "Pepuk Kuşu"nun politik lirik geleneğini sürdürmekte ve zenginleştirmektedir.
?Bu analizin sonuçları, gelecekteki araştırmalar için de bir yol haritası sunmaktadır: Mehmet Çobanoğlu’nun protest şiirlerini ezoterik yazarın eserlerinden kesin olarak ayırmak ve özellikle ’de belirtilenler gibi küçük dergilerde veya çevrimiçi platformlarda dağınık halde bulunan bu önemli toplumsal eleştiri külliyatını kataloglamak elzemdir. Ayrıca, şairin alegorik yapılarının (hüzün kuşundan kayıtsız kışa) evrimini incelemek, onun Türk protest edebiyatındaki yerini daha da sağlamlaştıracaktır.
TÜM YORUMLAR (1)