Bir ayrılık başlangıcı gibi; hüzünlü, gözü yaşlı,
tedirgin bakışlarımızla koca şehir.
Her adımda; uçsuz bucaksız, görkemli sahneler.
Başlayamayan, bitmeyen karelerin başrolündeyim sanki..
Sevdası aynı, umutları aynı, kaderleri ayrı düşmüş insanların arasında
yalnız bir kalabalık.
Bir ayrılık ki;
Senaryosu hazır kavuşmalara sürükler beni bilmeden,
İstesemde gidemem bu şehirden.
Her ağlamaklı duruşun yanında,
Bir tebessüm sıcaklığında mavi deniz.
Her kaçış sanıldığında insanlardan
Bir o kadar sarılmaktır onlara, bilseniz.
Taşında, toprağnda tarifi zor izler,
Kendini bulduracak kadar derin coğrafyasında,
Kimsenin bulamayacağı kadar,
saklanmış kederleriyle en derin en anlamlı sevgiler.
Birer birer geçer gözümün önünden insanlar.
Bir şehrin haritasını çizer tramvay rayları,
sabahın uykusuzluğunda aydınlanır duraklar
ve bir simitci sesiyle yankılanır köşebaşları.
Ortaköy'de bir çay sefası,
kederli akşamlara,
perdesini indirmiş bir pencere, boğaza açılmış,
bin hüzün yıkanır dalgaların sesleriyle,
sevdiklerim gelir aklıma,
bırakıpta gidemem...
Bakarken yorulurum, nereye gider onca insan,
niye kederlidir iş dönüşü....
Aynı sahnenin hangi perdesinde kapanacak gökyüzü.
Bir martı sesiyle uyanacak karşıya geçerken umutlarımız,
Bu vapur sesiyle birlikte hiç bitmeyecek,
İnsanın türküsü....
(İstanbul- 13.03.2006)
Nevin ÖnerKayıt Tarihi : 21.4.2006 00:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)