“Bağıranlar değil, susanlar iktidarı ayakta tutar.”
Mitingde aslan, mecliste kedicik
Kürsüde bağıran adam,
Kuliste kahve içer zalimle
Sanki kayıkçı kavgası —
Halk gaza gelir, onlar gazı alır
Ve sonra
Hiçbir şey olmamış gibi
Devam eder büyük suskunluklarına
Meydanlarda “halk için” derler
Ama halk yoksuldur, açtır, işsizdir
Onlarsa tweet atar
Bir gün konuşur, üç gün susar
Kafalarını çevirirler
TOMA'nın üstüne çıkamazlar
Çünkü bilirler:
O su biraz onlara da dokunur
Halk sokakta direnirken
Onlar ekranda “denge” konuşur
Halk açken,
Onlar protokolde tok
Birlikte otururlar “rakipleriyle”
Birinin sustuğu yerde
Öbürü alkışlar adaletsizliği
Ve biz anlarız sonunda:
Zulüm iki başlıdır bu memlekette
Biri yumrukla vurur
Biri yumruğu tutmaz
Biri seni ezer
Biri seni unut der
Muhalefetmiş...
O artık sadece bir rol
Senaryosu Saraylar’da yazılan
Oynayanları belli
Ve seyircisi biziz —
Her seçim dönemi
Yeniden kandırılmaya
Razı gelen biz!
Kayıt Tarihi : 31.7.2025 05:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, muhalefetin sessizliğiyle büyüyen bir adaletsizlik düzenini sorguluyor. Halk yoksullukla, açlıkla, baskıyla boğuşurken; sistemin muhalefeti yalnızca tepkisiz bir dekor gibi duruyor. Kürsülerde aslan kesilenler, kulislerde zalimle kahve içiyor. Bu metin; yumruk atanı değil, yumruğu tutmayanı da teşhir ediyor. Çünkü zulüm yalnızca iktidarın değil; onun karşısında susanların da eseridir. Her seçim döneminde sahneye konulan tiyatroya alkış tutanlara değil, perdenin arkasında gerçeği görenlere yazılmıştır bu şiir. Sandıktan değil, suskunluktan güç alan bir sistemin iç yüzünü haykırır. Gerçek muhalefet, sadece bağırmakla değil; halkın acısına ortak olmakla mümkündür.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!