Pazar pazar
Geziyorum bu ara...
Hangi çığırtkan tezgâhtarın
Kulak tırmalayıcı sesinde
Bulurum diye:
"Ne alırsan bin lira!"
"Yüzsüzlere yüz lira!"
"Hırsızlara bedava!"
Tezgâha da düşmemişsin,
Kara borsaya da.
Baktım şöyle etrafa:
İmitasyonun çok, benzerin çok,
Daha doğrusu benzemeyenin yok!
Ama sen yoksun...
Ama sen yoksun...
Aklım hâlâ firarda.
Aklım hala firarda
O şehir dışına itilen,
Gazino ismini kirleten,
Sınıfı belirsiz batakhanede...
Gülüşlerini meze ederken,
Ağzı leş, dudakları keş,
Dışarda adam, evinde kalleş...
Namussuzlara bedeni sermaye etmeseydin...
Neyse, boş ver.
Olan oldu.
Bir anlık gaflete kapılmadım;
Alnının ortasından vurdum
Alnının ortasından vurdum
Uzun sürmez ben girince içeri,
"Bozdurup bozdurup harcarlar"
Seni, demiştim.
Kaç gün yemek bile yememiştim.
Ben kasten cezasını yiyince,
Mahpus olup içeri girince,
Ziyaret eziyeti çekmesin diye,
Son birkaç görüşe
Bile bile gelmemiştim.
Bile bile gelmemiştim
Umut tükenmişti bende;
Onu da sürüklemek istemedim
Belirsizliğime.
Ömür boyu men edilmişken
Gökyüzüne,
"Bulur birini, mutlu olur diyordum.
Bulur birini mutlu olur diyordum
Kader dediler, kurban dediler,
Af dediler.
Ne bileyim işte, salıverme sözüne...
Çıktıktan beri arıyorum işte
Kalabalıklar içinde bir şair.
Bulacağımdan değil de,
Vakit geçiriyorum
Kendi halimce
Bir umut işte; avutur beni bu şiir.
Sensizliğe derman olmaz anladım Kalemsiz Şair.
Kayıt Tarihi : 8.11.2025 07:09:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!