Seine nehri, senin hiçbir şeyin yok. İki rıhtım, ve hepsi bu,
İki pasaklı rıhtım, bir uçtan bir uca serpili
Küflenmiş iğrenç eski kitaplar ve suda daireler yapan
Belli bir kalabalık, oltayla balık avlayan.
Evet, ama akşam olunca, hantallaşan gelip geçenler
Uykudan ve açlıktan sonunda seyrekleşirler,
Ve günbatımı, göğe kırmızı lekelerini bırakır,
Hayalperestlerin bakımsız evlerinden inmeleri hoş karşılanır
Ve, Notre-Dame’ın önünde, Cité’nin köprüsüne dayanmaları,
Kalbini ve saçlarını rüzgâra verip düş kurmaları!
Gecenin esintisinin dağıttığı bakır rengi ve kızıl bulutlar,
Sessiz mavilikler içinde koşarlar;
Güneş can çekişirken, cümle kapısının üstündeki kıral başına
Parlak kırmızı bir öpücük kondurmakta.
Gölge yaklaşırken kırlangıç kaçar
Ve iç karartan yarasaların uçuştukları ortaya çıkar.
Etraftaki tüm gürültü diner. Ancak belli belirsiz bir ses,
Kendi şarkısını söyleyen şehir oradadır der.
Paul Verlaine
Çev. Sunar Yazıcıoğlu
Kayıt Tarihi : 24.10.2017 14:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!