Padişah ve Atı
Bir padişahın bir kır atı varmış
Sanki atlardaki bütün akıl onda toplanmış
Öyle böyle değil sahiden at imiş
Yeter ki sırtına bir atlasın padişah
Onu niyetini bilirmiş önceden
Yolunu ona göre seçermiş hemen
Zaferler üstüne zaferler kazandırmış padişaha
Kır atın ünü yayılmış bütün cihana
Kimisi kıskanırken kiminin ağır basmış merakı
Günler geçtikçe görmeye gelenler çoğalmış kır atı
Bir gün hastalanmış padişahın gözü gibi koruduğu o kır at
Padişahta ne huzur kalmış ne rahat
Çağırtmış memleketin bütün müneccimlerini
Sihirbazlarını vede bütün veterinerlerini
Gelenler atın derdine çare bulamamışlar
Diz çöküp gerdan kırıp huzurdan ayrılmışlar
Sonunda çağırtmış sarayın bütün seyislerini huzuruna
“İyi bakın!” diye kükremiş “Şu kır ata!”
Ne yapar, nasıl yaparsanız yapın
Kır atımın canını kurtarın
Karşıma çıkıpta da bir gün biriniz
“Padişahım kır atınız öldü!” derseniz
İyice dinleyin beni şimdiden
Kellesi ayrı düşecektir gövdesinden
Başbaşa vererek hep beraber düşünmüşler seyisler
Ne yapsalar ne etseler boşa gitmiş çareler
Çok sürmemiş kır at ölmüş ölmesine de
Padişahın karşısına çıkacak cesaret kimde?
Can pekmezden tatlı diye
Kilit vurulmuş dillere
Günler uzamış ay gibi
Çatılmış kaşlar yay gibi
Seyislerde huzur yokmuş
Benizleri bir bir solmuş
Deli dolu biri varmış
Seyisler dalga geçermiş
Yarenlik sanırmış yapılanları bizimkisi
Görmeden duramazmış sarayın seyislerini
Bakmış kaşlar çatık benizler solgun yarenlerinde
Dayanamayıp sormuş Derdiniz ne?”diye
Anlatmışlar bir bir başlarına geleni
Gözlerinin önünden geçirmişler kefeni
Deli dolu adam onlara dönmüş
“Beni padişahın huzuruna çıkartın!” demiş
Demişler ki, “ Canına mı susadın!”
O demiş ki, “Siz hele karışmayın!”
Bir gün bir yolunu bulmuşlar
Onu alıp padişahın makamına sokmuşlar
Deli dolu adam padişaha bakıp başını eğmiş
“Padişahım siz kır at var ya!” demiş
“Ne oldu kır atıma?” demiş padişah kaşlarını çatarak
“Bir şey olduğu yok” demiş bizimkisi sakin, alttan alarak
Padişah kükremiş, “Söyle ne oldu öyleyse?”
El bağlayıp bizimkisi usulca girmiş söze:
“Padişahım yattı kalkmaz sizin at
Uzattığı dört ayağın toplamaz
Önüne konulan otu yemiyor
Sinekler üşüşmüş gözü görmüyor
Suya dudak sürmez oldu bir kere
Allah size uzun ömürler vere!”
Padişah bu, kan sıçramış başına
Kan sıçramış başına da el atmış kılıcına
“Bre mel’un kısaca şuna at öldü desene!”
“Sen söyledin Padişahım, yazık benim kelleme!”
Diyerek kurtarmış kelleyi bizimkisi
Ölümden kurtarmış hem kendini hem de sarayın seyislerini
Bazı kelimeler var ucu büyük yere dokunur
Her devirde bunlara yasak konur
Bazen başlar alır çiğnenen yasak
Akıllı olana işler mi tuzak!
Ahmet Doğan
13 Haziran 2020, İst.
Kayıt Tarihi : 13.6.2020 18:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!