Gün;
Ayrılıktan kalan...
Kimse anlamayacak
Kimse bilmeyecek...
Seviyorum desem...
Gece…
Bir savaş oldu ki yüreğime…
Kan damlayacak sanıyorum kalemimden…
Sanki ölüm geçiyor kıta kıta
Şuursuz kelimelerimin üzerinden…
Çaresiz susuyorum haykırışlarımı
Yine sensizliğe yoğrulmuş düşler
Bir hasretlik “gün kokusu” havada…
Bilmem! Sayamadım; kaçıncı 'kuşlar'?
Saydığım bir tek “dert”, “ümit yolunda'...
..
Çoban yıldızının aydınlığı kadar durgun ve ince,
Bir kız görüyorum hep düşlerimde…
“-Yalnızlığın; yalnızlığımdır” diyor.
…ve gidiyor.
…Sessizce.
Ellerini...
Yanaklarını...
Dudaklarını, belki...
incitmeden yüreğindeki masumiyeti...
ve yüzündeki tebessüme dokunmadan;
öpebilmek...
Sevdalar yana yakıla ayrılık,
sevdalar döne dolana hüzün…
…Sen kusuruma bakma iki gözüm
bu karamsarlık bana, dünden hediye;
Vakitsiz bir yalnızlıktan…
Ufkumda uzanırken ayrılığın hududu
derim, o yar benimle daim mülteci kalsın.
Yıkılsın uzaklarda ocağı barkı, yurdu;
gidecek dünyada tek, gönlümde yeri kalsın.
Sen hangi kuzeyin iklimindesin
öyle hırçın, sisli
buğulu geliyor sesin... öfkeli
oysa yüreğimin baş köşesinde hala sözlerin
ama gözlerin... neden nemli?
ben aşka eğildim bir zaman
Bir haykırışın yankı bulduğu
Çıkmaz sokakların “harap duvarlarında”, zaman;
Gönül bahçelerimizin o en eski
ve en köklü hatıraları “ağaçlar” kadar, uzak…
Unutmuşuz yüreğimizden akıp giden dostluk nehirlerini
bir sevda barajı koyamadık önüne
Bazen bilemezsin..
bilsen de önemi yoktur bazen...
önemi yok.. ne haldeyim..
ama zaten..
bilemezsin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!