Bu şehrin kokusuydun sen.
Gidilecek en güzel yer gözlerinin kıyısıydı.
Şimdi uzağında yüreğinin,çarpık bir kentleşmede
Varoş şiirler yazıyorum...
Ormanlar yakıyorum gecenin kör saatlerinde,
Alevler hızla büyürken
Sayfa aralarında bugün,
Bir ayraç kadar yalnızım.
Bir kitabın önsözünde sıkışıp kalmış,
Ne kızgındır yazar...
Bir alev yeter küle dönmeye bugün.
Ve bir başlangıç yeniden.
Durgun akan bir dizi söylem...
Can çekişen sözcükler.
Dilim dönmüyor bugün.
Lügatımda karşılığı olmayan bir kelimesin...
Tüm imla kurallarını yıktım seni yazarken.
İçimde derin bir sürükleniş...
sokağa çıkmalı bugün...
sokaklarla el ele,sarmaş dolaş kaldırımdaki laleyle,
koklamalı bugün hayatı.
eski dostlarımı ararım belki,
sinema kapılarının önünde.
uğrak merdiven başlarında bıraktığım,
Bakıyorsun ya öyle,
Öyle acıyor kalbim
Sen her geçişinde...
Yazacak birşey kalmamış.
Heceler biriktiriyorum son günlerde.
Konuşmak bu kadar anlamsız,
Yalnız herkes,
Herşey yalnız.
Soğuk bir demire
Alnını dayamış kader...
Bir mahkumiyet sancısı bu.
Esaretin kör tarafı...
şimdi alıp heybetini aşkın sırtıma.
dar bir sokağa sapacağım...
kaldırım kenarında bir kedinin
dişlerini geçirdiği bir ava muhtaçlığı kadar,
aç ruhumu aç gözlü bir avcıya erteleyeceğim...
bir otobüs camında yitirdim hayal kurmayı...
bir kaç damla süzülürken yansımamda.
dalgın ve durgun akıyorken yol,
bir garda el salladım çocukluğuma...
bekleyenim yoktu biliyordum.
bu benim hikayem,
teğet geçen her aşka.
sorma halimi,
bir garip seferde yine yüreğim...
incinir bakışlarım,
Dalgın bir gözyaşı...
İç hesaplaşmaların ardı sıra,
Uzaktan süzülmekte...
Kaçıncı cuma bu gittiğinden beri.
Kaçıncı perşembe.
Kaç gün oldu?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!