Beyoğlu hüzünlenirken yalnızlığına
Gururla içre dönük
Her gün daha yalnızdır Galata Kulesi
Kalabalıklaşırken etekleri ona tutunan gözlerle
Elemli bakar sevdalısına, Kız Kulesine
Olmazsa olmaz dedi hekim
Ağır olacak faturası bu onulmaz derdin
Derinlere ince ince gitmeli narkoz
Hücre hücre kanamalı her bir derdin...
Tâ derine inmeli ki söküp
Bir noktalı virgül deminde sevdim seni...
Virgüllerle ayrılmış ama’lar, belki’ler, keşke’ler
Arasında gidip gelen amansız dev boşlukları doldurmak için virgülden kuvvetli
Vuslata yakın...
Noktadan uzak…
Bana acılarını bırakamayacaksın anne
Bir kör kuyuda
Bırakmayı da bırakılmayı da
Çok iyi bilirim
Düşüp yollarda kalkamamayı
Kanayan sıyrıkların acısına rağmen ağlamamayı
Düşleri parçalar da insan hoyrat ellerinde
Sakin bir suyu nasıl alevlendirir...
Nasıl saydam bir yürekte bir mavilik böyle kirletilir...
Sevmelerden önceki sevilmelerin bedeli midir?
Çatladı en ince yerinden kristal fanus
Sığdıramadı bir mavi evreni göğsüne
Bir açıldı kapılar nazenin tek bir sözle,
Bir kapandı bin bir kilit düşünceye peş peşe
Tüketim ömrü kısa sevdaların
Dayanıklı yürekler kırık bir ahşap sandık
Bugün şairler geçiyor içimden
Gözlerimden masmavi şehirler geçiyor
Kıyısız turnalar geçiyor semalardan
Yeni ve uzak bir göçe gebe
O mavi şehirlerin içinden...
Melek masumiyeti bir isyana
Dimdik bir dalgakıran
Şiirsiz hayatın.
Hayatın şiirsiz beton bir duvar.
Ne sesin ne yeşil gözlerin,
Ne de senli gecelerim,
Hatırımda kalmayacak,
Külleri yağacak bir aşkın.
Tersinden okunan
Bir cümleydim.
Soldan sağa
Baştan sona
Okunur ya hani tüm kitaplar
Biri hariç .



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!