Yaşın kadar aşka yelken açtım
Ve bir o kadar da battım
Rezil oldum sevda sularında
Kıyılarına yanaştım genç kızların
Ve bakire bir ölümdü yalnızlığım
Her iç çekişimde ciğerim tükendi
Bu yalanlar yüzümün kara lekesi
Ve sevmek dilimden düşmüş
Kanlı bir şiir gibi sessizleşti
Yaşın kadar aşka ihanet ettim
Ve ben böylesine berrak sevişmelerin
Olgun kadınların ve adı saklı yasakların
İçinden göçüp giden kervanlar gibi
Gerçeküstü aşklar için zar attım
Kağıtlar dağıtıldı ve hilesiz bir el için
Canımı masaya sürmeye hazırdım
Sigara dumanına boğulan bir hayat
Her bakımdan rezil kokardı
Çünkü acılar kimi ihanetler gibi
İçimde barınamazdı
Kuşların uçamadığı tek yerdi aşk
Yumurtaları ölü çocuklar doğururdu
Gökyüzüne bakmak illegal bir davranıştı
Bir kadın vardı seni unutacaktım
Kırklı yaşlarında saçları dökülmüştü
Nefesi açlık kokardı
Nefesine dayardım burnumu
Bacaklarında morluklar çoğalırdı
Öfkemi çoğaltırdı acısı
En sevdiği renk gece mavisi
Ellerimden tutar yıldızları kucaklardık
Ve bazı ressamlar gibi
O da pastel bir hayata açmıştı yüreğini
Gölgeler paslı iniltileri silmeye kalksın
Her defasında sesi seni hatırlatırdı
Yağmurdan kaçardı sığınmak için
Bir çift söz yeterdi ona ıslanmak için
Kadınlığını anlatacak bir duygu kalmamıştı
Yalnız bir çırpınışla örterdi dudaklarını
Ve öylesine sıcaktı ki teni
Her defasında dilim yanardı
Dışardan sloganlar yükselirdi
İçimde bir şeyler kıpırdar
Bir dürtü beni iteklerdi
Ayağa kalkardım
Üstüm başım leş içinde
Bildiğim tek kelime aşktı
Sonra sen düşerdin aklıma
Özgürlük diye bağırırdım
Yumurtalardan kuşlar çıkardı
Yasaklanamazdı gökyüzüne bakmak
Özgürlük diye bağırırdım
Kayıt Tarihi : 30.5.2025 17:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.