Benim ne başım olsun ne sonum
Biraz yaşanmışlığım olsun
Onuda unut gitsin.
Hayatına bir yerden gireyim
Sen nerden girdiğimi görme
Çıkıp gittiğimde
Tek satırlık şiirler gibiydin
Ama anlamın bende o kadar kalabalıktı ki
Yağmur ormanlarında düşen yağmur damlası
Yanlız hissederdi kendi
Seni tek tek hecelesem
Bir ömür yetebilir miydi bilmem
Sözlerin anlamı kalmamıştır artık
Sessizlik ve yalnızlık istasyonudur burası
Tek tek vagonların kapıları açılır
İnenlerin ağzı yoktur artık.
Bindiklerinde üzerinde sevda yazan tren
Ben bu kadar kötü biri değilim
Haksızlık bu etrafımda dönen dünya
Bütün acılarımı içimde sakladım
Görmediki bu fani gerçeklik
Neden peki bu ellerimdeki zincirler
Düşündüm belki ama yapmadım
Ankarda hep hüzün vardır
Ağlamaklı bakışlarım hiç eksik olmaz
Ne zmaan gitsem kara kara bulutlar
Ne zaman gitsem fırtına öncesi sessizlik
Bir savaş sonrası kalmışlığı vardır
Hiç bitmez kalabalığı
Ben dur dedim durmadı gitti yine maviliklere,
Keşke her bir parçamı ayrı ayrı yelkenlere bindirmeseydim.
Yine kayıplardayım bir yanım güneşte bir yanım kara bulutlarla süslenmiş, Zaten denizim hep dalgalı,
Belki burdayım belkide çok uzaklarda...
Güneşin karanlıklara doğmadığı bir yer olsa
Ben orada olmam bunu bilesin
Hayata bir su sineği temasında dokunurum
Gerçeklerim suya dokunuşum kadar
Soğukluğu içini üşütür bunu hissedersin
Sıkılmak kelimesi bazen az kalıyor anlatmaya sıkıntılarımı.
Hayat mı benden sıkıldı
Aynı tip davranışlar sergilemek
Farklı insanlarda olsa bile biraz ağır mı geldi...
Neden nerdeyim.
Bu ben miyim..
içinde yas tutar gibi
mateminle düğün halayı
göz yaşlarımla başkasının duvağı
gitmeseydin o zehri ben içerdim
sen bir an burda olsaydın
acımı dindiremezdin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!