Değmez inan üzülmeye
Minnacık bir serüven hayat
Yollar zaten hiç düz değil
Kavisler kadar rampası var
Hiç düzlükler de rahatlayamazsın ki
Hah dediğin de bir dağ karşın da
Sensizliğe kelimeler anlamsız gelse de
Sensizlik senden geldiği için kabulüm
Bilirim ki bu karanlığın ardı şafak
Ve bu şafak bilinmezliklere kucak açacak
Bir gün elbet uzak şehirlerden
Beyaz güvercinlerle gelcek haberin
Uzaklar da yalnızlık
Karanlık gece, sabah olmak bilmez.
Eskilerden gelen bir rivayet,
Aşk adına işlenmiş nakışlar,
Anadolu da susuz tarla.
Ak deniz de ufuk çizgisi,
Son gece bekleyişiydi sevdayı
Bu gece en son gece
Karşılaşmak için sabah olmadan
Umutsuzdu bekleyiş
Karanlıklar içinden sen çıkana kadar
Ayrılıklara kardeş bir sevda
Tez unuttuk
Bir kış sabahı patlayan bombayı
Cansız yatan bedene işleyen soğuğu
Mendirek olmasa da sağlam bir köşe taşını
Karanfillerin boynunu büktüğü, o pazarı
İsmine inat uğursuz da olsa hayat
Uzaktasın
Elimi uzatsam ellerine
Gök yarılır
Nefesimin her zerresi sen
Ve karanlık ebed
Ezelden çıkan sevda
Uzak gecelerde sevdim seni,
İsmi konulmamış şehirlerde,
Keşfedilmemiş rüzgârla geldim.
Tarihi belli olmayan, zamanlardan çıktım.
Tarifini bile yapamadığım, yollardan geçtim
Hep geldim sana…
Gözlerin, umut dolu,sevda ya aç…
Gün doğmadan üstüne.
yürek arar, yansıması olan.
Uzaklar da oysa sevda,
Dolu dizgin koşsam belki yaklaşır umut.
Hayaller kurarım gözlerim kapalı
Vur narına narına
Geç kalınmışlıklarla dolu bir hayat…
Yüreğimin derinliklerine vur.
Kaçırdığım her tren gibi,
Baka kalınmış sevdalara vur beni.
Ayın şalkı vurduğunda Marmara ya Ege ye
Yakın tarihtir, naylon torbalar üzerinde kaymamız
Kunduraya farklı isimler bulmamız.
Bayramlıklarımızla sabahı beklememiz.
Akşamları sade suya paparaya saldırmamız
Traktörlerin arkasına asılmalar
Evden ufaktan tırtıklanan bozukluklar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!