Uzanmış yatıyor
Gecenin loş karanlığında
Geçmişiyle hesaplaşıyor
Vicdan dile gelmiş komuşmakta
Yaşadıkları gözünün önünde
Birer birer
aynalarda kendime kadeh kaldırdım
resmin ile göz göze geldim
dereler olup çağladım
geçmişte kalan o fidanı; aynalarda aradım
sararıp solmuş
son bahar yaprakları gibi
bırak fırtınalar kopsun yüreğinde
sustur artık şu isyanı içinde
geçip giderken zaman
koşma artık kayıpların peşinde
yitip gitsin herşey geçmişin izinde
savrul gitsin rüzgarın esinde
bu yürek sürgünde
esir kalmış sende
sevsende, sevemesende
bir kez tutulu kalmış
istesende, istemesende
esin hasret rüzgarları
gönlüm kelepçesini kırın
koğuşumun penceresinden
yarim kokusunu getirin bana
odam loş karanlık
gittikçe daralan loş odanın duvarları
birer birer yıkılıyor üzerine
yeşil,mavi,kırmızı,siyah
sence hangisi ihanetin rengi
son nefesini verdi sadakat
bir kez daha yenik düştü aşk
gönlüm çöl çiçeği susuz,çaresiz
tamda umudum,bulutum olmuşken
beni ateşe emanet edip
umarsız, esip giden sen
daha doyamamışken
adım madina
sudan dan çıktık yola
dadaab kampına
kenya ya
ben en küçük neferim
üç gün dayanırsa bu minik bedenim
neredesin ey aşk?
seni seviyorum diyen
bu bahtsız dilin
yenik düştüğü son savaşta mı?
yoksa
sebepsiz gidiyorsun aşkım
bilesin gidipte dönmemek var
yüreğim şimdi susuz çöl
burada sensiz ölmek var
ben sitem etmem sana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!