Bana sor sevgili kâri’, sana ben söyleyeyim,
Ne hüviyyette şu karşında duran eş’ârım:
Bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;
Ne tasannu’ bilirim, çünkü, ne san’atkârım.
Şi’r için “gözyaşı” derler; onu bilmem, yalnız,
Aczimin giryesidir bence bütün âsârım!
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa.
Bir Veda ne kadar büyük olur,
Hangi zaman içimde durur?
İçimdeki sûra ne zaman sıra gelir?
Hangi ölüm özlemimi dile getirir?
Yağan hangi yağmur benim gibi özler,
Hangi sahabe benim gibi sever?
Sarı bir yelek ve kedisi
Dört ayaklı bir örümcek duvarda sarkmış iniyor
Altı çocuk bu bilinmiyor nerde
Uçan sinekler insanlardan daha aç
Kafasına inen bir darbe sersemletiyor
Çok iyi biliyor zulüm nedir hain kimdir
Şimdi sen gidiyorsun ya sana benzeyecek bütün yıldızlar
Sen kokacak hiç kokmayan sümbüller ve leylaklar
Ömrüme küsecek baharına küsüp göçen kuşlarım
Ne kadar bağırırsam duyulur feryatlarım
Biliyor musun? Hep seni anlatır bana sol yanım.
Sen anlatma, zira ben hep inanırım.
Sen uzayan bir destan
Ben ise kısacık bir yalanım.
İşte varlığımla, yokluğumla
Hem varlığımda hem de yokluğumda kapıdayım.
Anla Lili ben ötelerin ötesindenim
Ben kainatın efendisine köleyim
Eskilerin bulduğu köhnemiş bir ayna
Özlemim bir yılan gibi sarılmış boğazıma
Bir zaman gelecek diyordum içimden
Sen çıka geldin aniden benden sesinden
Sana harcandım yüreğimin her mesafesinde
Sendin senden başka gidemezdim kimseye
Ne varsa artık şu kalbimde senin imzanla
Yüreğime mührünü basmış bir kaçkın gibi hâlâ
Bilirim ki Leyla adına şiir yazamam
Gökyüzüne gözlerin niyetine bakamam
Bir daha hiç kimseyi sevemem senin gibi
Daha ne görsün ki ömrüm bundan gayri
Leyla, bu çığlığın hangi tizindesin
Sen ölürsen, sen öldüysen ben bir nefes için çırpınırken
Kimden kime kaçıyorum bana bir söylesen
Elimi kalbime koyup her defasında seni dilime dolarken
Gözlerimi kapayıp seni bir defa da olsa göremezken
Var git yolumdan neyden yaratılmadım ben
Sıraya dizilmişken ölüler yollarda bir keresinden
Yaşayası varmış insanın üç beş günlük
bir nefes davası
Bir nefes dahası
Ölmeyi isteyen kim
Ruhun teneşirde soğuk suyla yıkanmayıp...
Merhamet etmeyene balıkların ağzında
Ey şehirlerin annesi, böyle mi görecektik seni
Bağrımdaki o sessiz nedametin çığlık tizi
Gel şimdi sor hal hatır kaldı mı bende
Bomboş kalan sokaklarına dilim varmıyor yetim demeye
Sen ki bağrında gül solsa hazan olur âlemi bülbül
Ümmeti perişan olmuş Muhammed'in; o ki Adem'i gül




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!