Aşk bu ya!
Görürüm bazen kimsesizlerin ayak izinde.
Arardım buğday sarıya koştuğu zaman,
Beyaz sakallı isimsiz dağın zirvesinde.
Parçalanmış bulutlarım, saçılmış gökyüzüne,
aşk bi haber dilsizlerin dilinde.
Dünya kadar malın olsa,
yiyebileceğin bir somun ekmek.
O da, yetmişbeş kuruş demek.
Esir almak seni,
esir olmak sana, aynı anda.
Vazgeçememek...
Ne tuhaf senle olmak sonbaharken mevsim,
Ne kadar basit, yaşanılası koca bir kader...
Hoşlanıyorum artık senden, arınmış bütün kötülüklerden,
ve sarılmışım ürkek bir maymun gibi.
Beş adım kaldı ölüme.
İhanetin çivisi,
Kurtların sessizliğini bozdu.
Çivi asılı kaldı toprakta,
İhanet de...
Korku değil,
SARI KADIN
Yaşlılığının stresi çökmüş üzerine
Yok olmanın korkusu sesinde iken
Sarı kadın demiştik,
Bahçesinden armut çalarken.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!