Gözün haresinde kıprayan su
İçlenmiş dağlarına yaslağaç
Gölgene düşen yaprak olsam
Varlığınla özleşirim…
İkircikli ben, makastır zamana
Taştan kesik Yürekler
Kuşkanadına mülteci seviler
Denizin sesi
Sancılı sarmal,
Kayalara dövünür
Özgürlüğe tutulu dolunay erimi
Dünyanın eşleğine yeter.
Okyanuslar çekildiğinde,
Kumlara kazıdığın aşk,
Yalnız kuşlara
Ve
Şafağımın örtüsü
Her ilmeği nefer,
Umut düğümleri çözmekse
Tek erim
Nedendir
Görümsü ay küskünlüğün?
Yolsuz çırpınmaktaki düşünceler
Zamanı döven yelkovania sünmesiz
Dirimsel ölümüdür bedende.
Duyusuz dudakları ıslatan anason
Onmaz duyguların keskinliğinde
güneşin alnında
kıvrım kıvrım
öz toprağına sığınmacı
çaresiz dolanır sözcükler
seslerini duyarsın
Neme doygun toprağın bitmez yangının
Özgür sevmelere adalı ağaç köklerinde
Aşk’a soluklanan CAN,
Suyun ateşe aşkındandır ince ayrılıklar
Görüşlerde biter sonlu kuvvetleri.
Eskin göğsüne yatar AŞK
Her dem sabır, her dem şefkat
Sarılır var ana
Hoşgörüyü bileyen izlerde çalkanır
Basamakların gün ardı çıkarımı
Varırken tohumuna
Kar kesiğinden kaçkın
Deli rüzgârınla
Onulmaz özgürlüğünün
Adressiz toprak kokularına
İçinde düvenler dönenir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!