Sanki hiç tanımamışım seni gibi
ne çabuk, bir çırpıda
söyledi:
'ablam evleniyor temmuzda'
sanki tanımadığım biri
Söylemiştim ama ben sana,
Eylül,Eylül bu demiştim
Konuşamıyorum belki evet
Ama söylemiştim sana,
İplerde sallandırılan
Beyaz yüzlü zenci çocuklar gibi
Bilseydi İsa kanı olduğunu
Kadehteki şarabın,
Hiç döküp kaçar mıydı kedi,
Dikiz aynasına bile bakmadan…
Orduda asker gibi
Şimdi sevişiyorsun
Biliyorum
Çünkü sen bu saatte uyumazsın
Ve o telefonu açmadan duramazsın
Kim olduğunu öğrenmek için arayanın...
Şimdi bir aşkı
Bir alışkanlığı daha uğurlamalı
Şimdi iradenin tam zamanı
Vay be ne de güçlendim
Nasıl da gaza getirdim kendimi
Vay be!
Doğduğun yerde öleceğine
Bir adım geride öl aslında…
Budur,
Fikrimin en büyük değişmezi benim.
Bir yanıp bir sönen ışık olacağına
Gece,
Yine en kıdemli saatlerine yetişiyor
Ve ben,
Kâğıtlarda bile bulamıyorum artık kendimi…
Yüz bininci baskı hikâyeler dinlemek
Yürüdüğün sokağın hakkını vereceksin;
Yalnız bir sokaktan yürüyorsan
O an tabi gece, sabaha elini uzatmış olacak...
Sadece senin geçtiğin o sokak kadar
Ağır, siyah ve yalnız olmalısın ki
Anlayasın sokağın hüznünü...
Son sigaram bu yaktığım
Son nefesimi almadan önce
Söylemek istedim sana
Yalan söylediğimi
Her şey senin içindi…
Ağır kanaması olan yolların
Uyumaz sülükleri gibiydi
Trafik şeritleri
Ve
Buralardan kaçmazsın der gibiydi
Seksenden sonrası ezebilirdi sülükleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!