Ne siyahtır nede morası
Ne merhemi var nede pudrası
Sızısı artiyor bitmez ağrısı
Tarihi bilinmez Sayburç yarası
Sayburç Antep urfa arası
Sayburc'a vardım kervan yolunda
Fabrikalar kurulmuş sağda solunda
Yolda bir güzel durmuş eli koynunda
Yıllar geçti hala gözü ozan salih yolunda
Sen gideli çok ağladım
Sütlü inek var sarımağara
İster sarı ister beyaz ister kara
Para yok diye duşünme kara kara
Sarı mağaraya gel şehemı ara
Sarı mağarada yaylanır tosunla dana
Ömür gitti yaş kalmadı
Yola yola saç kalmadı
Gönlüm sana çok ağladı
Gözlerimde yaş kalmadı
Kuzey denizin eriyor buzu
Şemalin gözümde benzer güllere
Sen benzemezsin başka ellere
Diyecek yok huyuna tatlı dillere
Hakkın katibi yazmış seni ellere
Sen artık kapıldın serin yellere
Hiç sanmaki böyle gider
Kızgın ataşların hepsi söner
Çok ocaklar duman tüter
Beni el unutsun sen unutma
Başka yöne eser yeller
Bana tuzaklar kurdun
Bir daha kuramazsın
Aleme derman olsan
Sen bana yaramazsın
Sen şekersin sen balsın
Yazık oldu gençliğime
Boşa geçen genç ömrüme
Bir gül seçtim bu gönlüme
Sen olmuşsun diken bağı gel de sarıl sen yerime
Elazığ’da Palu yanı
Geçmişteki düğünleri
O neşeli bayramları
Geşmişteki o günleri
Gel çözelim düğümleri
Göğe kalkan elleri
Ardahanın yok elması narı
Soğuktur yetişmez darı
Senden çok ümit bekledim
Hepsi kaldı yarı yarı
Ardahan bir konak hanı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!