(Fahrî’ye Tahmîd U Hicviye-i Mîzân)
Bölüm I: Kıt'a i Gazel-i Mîzân
Ey gönül lutf eyle kim, virmek dilersin her yânına,
Nefs gāfil yatur iken, bir nazar kıl kendi kânına.
Dosttan yana bakan zât, canın ide zât u nefs kurbân,
Sehâvet olsa vermek, evvel vir özüñ ihsânına.
Kişi özün beslemeyince, mîzân olmaz ana yâver,
Zulmetme zâtına, tâ ki adl eyleyesin yârânına.
Hakk’a kulluk adl u ihsândır, hemîşe ola zikr,
Bir eli noksân olan, sâhî olamaz devrânına.
Ziyâî der ki: Pınâr-ı cûş-ı aşkı idrâk kıl,
Cömert ol özüne, adl ü vefâ erer dehrine.
Bölüm II: Kıt'a-i Hicviye
Ey Fahri kim mâvî yoldan, rengin füsûnun sâz idersin,
Tunç gibi sâbitleşmiş nefsinle mor kozu oynarsın.
Mîzânın şaşmış iken, ne huzûr-ı mâvî taleb eyle,
Ne de halka siyâset-i mor ile adl ü lutf kurarsın.
Günümüz Türkçesi:
Öz Denge: Kendiyle Başlamak
Adalet Dengesi
Ey gönül! Bakıyorum da, her yana (çevrendeki herkese) iyilik ve cömertlik yapmak istiyorsun.
Oysa kendi nefsin (iç benliğin) gafil (ihmal edilmiş) yatarken, dön de bir kez kendi hazinene (iç kaynaklarına, ruhuna) bak.
Gerçek Sevgiliye (Hakikate) yönelen kişi, kendi canını, öz benliğini ve nefsini kurban eder.
Eğer cömertlik (sehâvet) gerçekten bir şeyi vermekse, öncelikle kendi özüne (kendini iyileştirmeye, dinlemeye) lütuf (ihsân) olarak vermelisin.
İnsan, kendi iç dünyasını ve enerjisini besleyip desteklemedikçe, denge (mîzân) ona yardımcı olmaz.
Kendi benliğine (zâtına) haksızlık (zulüm) etme ki, dostlarına ve çevrene karşı adaletli (adl) davranabilesin.
Allah'a kulluğun özü adalet ve karşılıksız iyilik yapmaktır, bu daima akılda olsun.
Bir eli (kaynağı, gücü) eksik (noksân) olan kişi, yaşadığı dünyaya (devrânına) karşı gerçek bir cömertlik (sâhî) gösteremez.
(Ziyâî mahlaslı şair der ki): Coşkun sevgi pınarını (içindeki sonsuz kaynağı) idrak et, kavra.
Kendine karşı cömert ol ki, adalet ve bağlılık (vefâ) tüm dünyana yayılsın.
Fahri'ye Tenkit
Ey Fahri (Övünen)! Sen ki (huzur veya samimiyet gibi görünen) mavi bir yoldan yürüyerek, sadece rengin büyüsüyle (yapay bir çekicilikle) kendini belli ediyorsun.
Tunç gibi sertleşmiş ve değişime kapalı nefsinle, dışarıda gösterişli ve iddialı (mor) bir strateji sergiliyorsun.
Adalet terazisi (mîzânın) şaşmış ve bozulmuşken, ne (gökyüzü gibi) gerçek bir mavi huzur bekleyebilirsin,
Ne de insanlara (asalet veya iddia sembolü olan) mor bir siyasetle adalet ve lütuf getirebilirsin.
(Ziyâî Mahlasıyla)
Tunç Ziya AgurKayıt Tarihi : 16.10.2025 09:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!