Öylece duruyorum, bir köşeye atılmış,
Ne bir el uzanır, ne bir kelime bekler.
Sanki kaderim böyle, baştan yazılıp çizilmiş,
Boşa geçen yılları bu sessizlik tekler.
Q
XIV.
Bir zamanlar coşan o nehir kurudu,
Rüzgâr fısıldar şimdi, eski bir ninnidir o.
Ben ki her fırtınanın yorgun gözcüsüydüm,
Şimdi kırık bir anıt, bir hiçliğin hüsranı.
Q
XV.
Bu bitmişliğin ardında ne bir sitem var bize,
Ne de bir isyan ateşi, yanan o kömürden.
Ben ki çığlıkları bastıran bir denize,
Döndüm de, artık okyanusum körümden.
Q
XVI.
Ağlamak ne haddime, ne de gülmek yaraşır,
Bir boşluk sesi gelir, göğsümün tam orta yerinden.
Her geçen gün, ruhum biraz daha karışır,
Geriye sadece kalır sessizliğin periyodundan.
Q
XVII.
Gölgesi uzadı şimdi, kimsenin bilmediği,
Bir mezar taşı kadar soğuk ve de yalnızım.
Kimse sormuyor niye bu kadar inceldiğimi,
Belli ki ben unuttum, artık neye razıyım.
Q
XVIII.
Kâğıt beni bekler mi, boşverip gidenleri?
O da bilir ki bu kalp, fena halde yorulmuş.
Giden gitmiştir artık, sil tüm izleri,
Çünkü bu kalem artık, baştan sona durulmuş.
Q
XIX.
Hoşça kal ey kâğıt, ey sonu gelmez sırlar,
Bırak beni, bırak da biraz olsun uyuyayım.
Bu dünyaya ait değil artık o hırslar,
Ben bu dertli feryadı, sessizliğe yayayım.
Kayıt Tarihi : 16.11.2025 17:32:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!