Gönül vazgeçtiğinde,
hiçbir ses ulaşmaz içeri.
Ne bir bakış ısıtır karanlığı
ne de bir söz tamir eder eski günleri.
Su, yolunu ararken
Çıplak gözlerle seyrediyorum
İstanbul’u,
Gürültünün tam ortasında
insan telaşı sarıyor her yeri.
İskeleye yanaşan vapurlar
İnce ince dokudugun kilimin
Çulhanın resmettiği iklimin
Motifinde gül goncası açılan
Pare pare renkleri çiçek kokan
Sözleri okkalı kaleminde iması
Şafağın borcumu var geceye
En karanlık gecenin ardından
Umut açar mı yine...
Aslında sevimsiz olan
Yaşanacak mutluluğu
Tez zamanda edilen söz
lafügüzaf
Aklı Selim'de aranan
Ehl-i insanın edebi...
Söz sükunete varlığında
Zambak kokusu yayılırken
geceye,
Yeşil bir demet sarar dalını
sessizce.
Paranteze sıkışmış bir kelime,
Gerekçesini arar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!