Gözyaşları değil,yağmurlar ıslatsın kekikleri,
ne yaşam bir şiir
ne de dizeler doğru birer ayna yaşama.
Kalmadı yer,dağlar delik deşik
gül geç! bu zamanenin sevdası
On altıncı yüzyıldan daha ütopik.
Git,kaç hadi
terket şehri!
Yolcu bekliyor
saklambaç oyunlarımızın şoförü.
Git hadi,
Iğıl ığıl kanar
çırpınır cankuşum,
çıkarcı nüanslarda
yalnız kaldım,meftunum.
Anlamsız bir nümayiş,
'Dev' ler çoktan
Ne vakit aklıma değsen
beraat eder beynim,
işlediği cinayetlerden.
Hücreler hazırlar tekrar tekrar,
yeni suçlarına,idam sehpaları.
Ne gidişinden babamı suçlarım,
Sustum; bildiğim her kelimeyi unutup
yeniden başlıyorum.
Söyle! sesinle aydınlansın göksarayım
Neydi adım?
Acıtsın canımı şeytankuşları,
kansa fışkıran şiryanımdan
Dönme dolaplara bindi
atlıkarıncaya çocuk.
Dönüşü gecikmiş sürgünlerde
düştü kalp açlığına
son şarkısı bülbüllerin.
Topaldık belki kör
Dudaklarıma koydum,
bütün hareketlerimi kalbimin,
durdum sıcaklığına
çıkış yolu görmeksizin.
Kayboldum ölümlerin gözünde
koştum,varamadım
Önce çiçeğin oldum,
sorguladım terkedişlerini
ve kıskandım
dallarını yapraklarından,
tuttukları için ellerini...
Ne çocuklarım bilsin,
ne dostlar
ölümle buluştuğum yeri.
Taşım da olmasın
başucuma dikili.
İnanmanın saflığı
kayıp günlerde saklı.
Koynumuzdaki hain,yalan gece.
Tenin toprak kadar sıcak
sevgin üşütüyor,sanki ölüm.
Son bu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!