Elbet fecr-i sadık doğacak,
Elbet ilk kıblem İslam’ın olacak yeniden.
Elbet Kudüs kavuşacak özgürlüğüne.
Bir asır evvel mecburiyetten çekilen
Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi ve Sellem’in ordusu Başında heybetli, yiğit bir kumandanla
Elbet bir gün çıka gelecek yeniden.
(Sevgili eşim Filiz'e...)
Yalvardım can-ı gönülden Mevla’ya
Bir sevda düştü sol yanıma
Yeşerdi dal budak sardı
Filiz oldu kök saldı.
Ey Kudüs!
Nice nebiler yaşattın bağrında,
Şahit oldun bütün sırlarına.
Bir gece en sevgiliyi, Habibullah’ı,
Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi ve Sellem’i Misafir ettin ilk kıblemde.
Hayal penceremin perdesidir,
Usulca aralanan.
Sanma ayın şavkıdır,
Katran karası geceme vuran.
Yar! Leyli leyli…
Ölüm dediğin nedir gülüm?
Koşar adım yaklaşıyorum
Yaşam denen bu hengâmede
Cehennem dediğin nedir gülüm?
Zemheride cayır cayır yanar
Ne yapıyorsun diye sorma bana
‘’Hiç’’ deyince de sitem etme bana
Çıkamıyorum hayatın içinden
Dünya kocaman hiçtir inan bana
Harcı değildir her babayiğidin
Hüzün çiçekleri hep gece açar,
Sarar ruhumu sarmaş dolaş.
Zifiri gecemi aydınlatır yıldızlar,
Hasbihalim,
Hasbihalim Zuhal, Müşteri ve Zühre’yle,
Sırdaşım olur Yedi kandilli Süreyya…
Sana dair; tatlı, güzel, sımsıcak
Hiç kimseyle paylaşmadığım
Kutsal bir sır gibi sakladığım
Bulutlarla yarışan toz pembe
Nice hayallerim,
Düşlerim vardı
Gün batar ilk akşamdaan akşamdan
Kaçamazsın eceldeen ecelden
Vakti saatin dolduğu zaman
Kesilirsin nefesteen nefesten.
Ay kaybolur sabahtaan sabahtan
Pamuk şekeri kıvamında toz pembe
Tadı, küçük bir çocuğun damağında
Aklı bir karış havada,
Bulutlara kafa tutan
Kiralık düşlerim var benim Asiye!
Ederi tatlı bir gülücük,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!