...Ortaokul Şiiri - Tolgahan Bostan

Tolgahan Bostan
49

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

...Ortaokul

Laylon poşetleri çorapların üzerinden geçirdikten sonra ayakkabılarımı giyiyordum. Kar suyunun girmediği delik yoktu. Ayakkabılarımın her tarafı araba lastiğinden imal edilmişti. İçi buz gibiydi. İsmi de soğuktu. ''Soğuk kuyu''. Anadolu'da yaşayan fakirlerin guççisi. Buz üzerin de çıplak ayakla dolaşmaktan farksızdı.

Kayseri sarız ortaokulu üçüncü sınıfına gidiyordum. Köyden okula kadar sabah ve akşam dokuz kilometre yürüyordum. Diğer çocuklar Tahir abinin elli beş model arabasına biniyorlardı. Sol bacağı aksıyordu Tahir abinin. Sürekli burnunu karıştırıyordu. İçeride ne vardıysa bir türlü çıkartamıyordu. Köyün cemaati para toplayıp almış arabasını. Çalıştırsın para kazansın garip demişler. Ben servise binemiyordum.

'' Gülerek, gezerek, eğlenerek, şarkı söyleyerek yürümek varken arabaya binilmez ''. Babam zoru severdi.

Okula ulaştığımda çenem kitlenmiş ve donmuş olurdum. Sınıfın ortasında ki sobanın dibinde vücudumun çözülmesini beklerdim. Acı duyardım. Dışım çok sıcak içim buz gibi olurdu. Eriyen buzlar soğuk kuyumun içine dolardı.

Sabahtan akşama kadardı okul. Öğle tatilin de ıslak çorapları çıkarıp laylon poşetleri giyiyordum. Çoraplar sobanın yanında kalırdı.

Çarşıya çıkardık yemek için. Ufak bir dükkan vardı. Karşılıklı iki sıra da dirsek dirseğe otururduk. Haşlanmış yumurta yiyordum genelde. Kocaman beyaz aleminyum kazan içerisinde, yeşil biber ve domatesle kavrulmuş kıymada vardı. Mis gibi kokardı. Ortaokul bitene kadar iki kere yiyebildim. Yiyenleri seyretmekte keyifliydi. Ağızlarının kenarlarından kırmızı yağlar akardı.

Cami avlusunda yada okulun bir köşesinde beklerdim. Okul açılınca içeri girerdim.

İlçenin çocuklarıydı genelde okulda. Civar köylerde ki çocuklar içinse aileleri ev tutardı. Geriye kalanlarsa köylerden servislerle gelirdi. Ben hiç bir kategoriye girmiyordum.

Sabahtan akşama kadar yürüyordum. Böylesi daha anlamlıydı. Zoru başarmaktı önemli olan. Buna inanmıştım.

Sıra arkadaşım Yusuf, ''Kardan göz gözü görmüyor. Yollarda buzlu. Bu akşam bizde kal'' dedi. Servise binen çocugun biriyle eve haber yolladım.

Uzun boylu, hafif kamburdu Yusuf. Kayseri'den yolcu otobüsüyle gelen gazeteleri beklerdi. Düzenli olarak hürriyet gazetesi alırdı. Annesi ilçede hemşire babası da öğretmendi. Okulun hemen üst tarafında oturuyorlardı. Odasına girdik. Saz, org ve televizyonu vardı. Baba annesi börek getirdi bize. Kiremitte güveç geldi sonra. Beşiktaş'ın avrupa maçı vardı televizyonda. Sene 90 başlarıydı.

'' Nasıl yürüyorsun her gün Tolgahan. Karda kışta yürünürmü. Burada niye ev tutmuyor ailen''

'' Ben istemedim. Pişiyorum''

Tekme tokat dövüyordu öğretmen Erkanı sınıfta. Sigara içerken görmüş yolda. Hep kıskanmıştım Erkanı. İlçede ki tek fırının sahibiydiler. Lapa lapa kar yağarken, yerler buz tutmuşken onu görürdüm fırının içinde. Bacak kadar adamdı. Tezgahta durup ekmeklerin parasını toplardı. Sıcacıktı içerisi. Akşam okul çıkışlarında sıcak ekmek alırdım fırınlarından. Ekmek bittiğinde benim altı kilometrelik daha yolum kalırdı.

Okul Müdürü de sert bir adamdı. Saçlarını arkaya tarar dişlerini sıkardı sürekli. Sülalesini öldürmüşler intikam peşindeydi sanki. Bir elli boyu vardı. Görünce kaçacak delik arardık. Üç sene boyunca bir kez bile karşılaşmadım.

Otuz kişiydik sınıfta. İkisi kızdı. Biri şişko. Biri de çok güzeldi. Eve on beş kişiyle giderdi güzel olan. Şişko olan bana haber gönderdi bir gün. '' Arkadaş olabilirmiyiz''. İkimizde kaderimize terk edilmiştik. Acımıştı bana. Dokuz kilometrelik yoldan başka bir şey düşünmüyordum. Maratoncu olacaktım. ''Olmaz. Tipim değilsin ''

Islak çoraplar üzerine poşetlerimi geçirip yola koyuldum yine. Git git bitmiyordu yollar. Her gün tekrar yürüyordum. Tekrar donup çözülüyordum. Akşamları annem köyün girişinde beni bekliyor oluyordu. ''Gitme oğlum okula. Sıçayım okulunun içine. Kar da kışta olacak iş mi bu? ''

Erkanı düşünüyordum. Yusufu. Servise binen çocukları. Bana bir faydası yoktu düşünmenin. Sadece sinirleniyordum ve hırslandırıyorlardı beni. Kesinlikle okumalıydım..

Tek bir köpek vardı beni rahatsız eden. Mukaddes teyzenin köpeği. Köye yaklaştığım da beni ilk karşılayan oydu. Yazın hızlı koşup kaçıyordum. Kışın buz üzerin de dans ediyorduk. Kuduz salgını tehlikesi var diye çifteliyle vurdular. Kıpkırmızı olmuş kar'ın üzerinde yatıyordu. El salladım mukaddes teyzeye. Benim öldürttüğümü düşünüyordu.

Okulun bahçesin de altın bir yüzük buldum. Yusuf'a söyledim. Tanıdık kuyumcuları varmış. İki porsiyon döner yedik. Üzerine kadayıf. Artan parayı da ahır duvarının içine sakladım. Her gün ufak ufak alıyordum. Mücadelemin meyvalarını toplamaya başlamıştım.

Duvarda asılı sazıyla Yusuf'u sahne de gördüm. Ortaokul bitmişti. Bir kaç kişi şiir okudu. Şarkı söyledi. Gökyüzü güneşliydi. Ayaklarımda poşet yoktu. Demir çeneli müdür mikrafondan beni çağırıyordu. Korkarak gittim yanına. Taktir belgesi uzattı bana.

Taktir belgemi arka cebime koydum. Büyük aleminyum kazan içerisinde ki kıymadan yemek için çarşıya doğru yürüdüm. Ahır duvarında ki bütün paramı çekmiştim.

Tolgahan Bostan
Kayıt Tarihi : 24.6.2009 12:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Night Blow
    Night Blow

    ülkemin heryerinde hepmi aynı olur tablo yüreğinize sağlık

    Cevap Yaz
  • Osman Erdoğmuş
    Osman Erdoğmuş

    Doğum gününüz münasebeti ile uğradığım sayfanızda,
    Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
    Tebrik ederim

    Yaşayacaklarınız,
    Yaşadıklarınızdan

    daha renkli,
    Daha hareketli,
    daha bereketli
    Geçmesi temennisi ile

    Doğum gününüzü tebrik eder
    Sağlık
    Afiyet
    Başarı dolu bir ömür
    Yüce Rabbimden niyaz ederim

    Osman ERDOĞMUŞ
    SAKARYA

    Cevap Yaz
  • Mevlüde Demir
    Mevlüde Demir

    ben fakirlikten başlayıp sonunda zenginliği yeğlerim
    çünkü herşeyi daha iyi anlıyorsun..zengin olup sonra fakir düşmek en zoru ,allah kimseyi düşürmesin...sizi kutluyorum
    kaleminiz varolsun ..selamlarımı iletiyorum

    Cevap Yaz
  • Mehmet Harimdar
    Mehmet Harimdar

    Yasanan hayat hikayesini güzel bir ifada ile anlatmisiniz bu arada azminizden dolayi sizi kutlarim gardas basarilarinn devamini dilerim zor günlerdi o günler yoksulluk fakirlik hel ilk okul caglari neyse saygilar sunar huzurlu bir ömür dilerim

    Cevap Yaz
  • Gülşen Taşten
    Gülşen Taşten

    SAYGIDEĞER GÖNÜL DOSTU; YAZDIKLARINIZI HEYECANLA BEKLİYOR VE OKUYORUM. HAYATIN İÇİNDEN VE YAŞADIKLARIMIZDAN NE HİKAYELER ÇIKIYOR ASLINDA. ZORU YAŞAYANLAR HAYATA DAHA BİR SIKI BAĞLI OLUYORLAR. KALEMİNİZİN VE YÜREĞİNİZİN GÜCÜ EKSİLMESİN. TEBRİKLER.SELAM VE SAYGILAR.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Tolgahan Bostan