Yıldızlar seyrekleşti, gök lime lime,
Kırılmış bir dal gibi sallanır ümit,
Elini son bir defa uzat elime
Ve sonra bana bakma güle güle git.
Bana bakma istemem durdursun seni,
Çoktandır işitmez oldum sesini,
İçim: Bu ezginlik, bu yaz geziş ne?
Açsın salkım salkım hatıraların,
Sokul onun mahrem serinliğine.
Çoktandır işitmez oldum sesini,
Hepsi bundan ibaret sevgilim hepsi,
Ne çalacak kapımız; ne evimiz var.
Aşkımız, delili var olduğumuzun,
Yerle gök arasında başka nemiz var?
Hepsi bundan ibaret, her şeyimiz bu.
Ne beklersin çocuk, elinde simit
Islak bakışların gökyüzünde…
Gökyüzünde rahmet, gökyüzünde ümit,
Hayatın ilk korkuları gözünde.
Ayırabilirsen oğlum gözlerini,
Kendinden, kendi küçük dertlerinden…
Bir dünya açılır önünde, kocaman
İr dünya kendiliğinden.
Bir dünya: bildiğinden bambaşka,
Öyle acayip bir iklimdeyim ki:
Cennetle yer yüzü, toprakla sema
Koklaşıp dururlar burada daima.
Öyle acayip bir iklimdeyim ki
Sade renk ve koku açık geniş bir
Avuçlarımı sana açıyorum Allahım,
Işıl ışıl parlayan bir şeycikler ona sun.
İster ümide benzer renkli bir cam kırığı,
İster sade bir bakış, fakat yürekten olsun
Uzanamayacağım dallarda meyvaların,
Yıldızlar bir uzağımızda bir yakınımızda,
Henüz gecelerin gündüzlerin adı konmamış,
Henüz günahımız adı konmamış,
Önce ellerimiz buluşmuş karanlıkta.
Niçin unutalım kimden unutalım çıplağız diye,
O eski sarhoşluğu arıyor musun?
Ve başın dönüyor mu ara sıra?
Gece… Aynı yıldızlar… Aynı gökyüzü…
Aynı ışık, aynı renk, aynı hatıra.
Unutulmuştum dost selamın almayı,
Güneş; güzel güneş, aşk olsun sana.
Bir başka gösterdin bana dünyayı,
Güneş; güzel güneş aşk olsun sana.
Göklerden mucizeler belirmiş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!